Reklam
  • Reklam
Şimdi "İcraat" Zamanıdır
İbrahim Attila ACAR

İbrahim Attila ACAR

Şimdi "İcraat" Zamanıdır

29 Haziran 2018 - 11:26

Bir seçimden yeni çıktık ama 9 ay sonra seçim var. İktidarın da muhalefetin de bir gözü ve gündemi bu takvime dönmüş durumda. Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura kalmaması piyasalar açısından olumlu bulunacaktı, bu oldu. Sıkıntı yok. Cumhurbaşkanı ve Meclis çoğunluğu farklı partilerde olabilir endişesi ve ardından yeniden seçim telaşı, ülkeyi “seçim yorgununa” çevirebilirdi. Bu da ittifakla çözüldü. Bunda da sıkıntı yok. Eh artık işin “siyaset” kısmı tamamdır. Şimdi icraat zamanıdır.

Enflasyon, işsizlik, faiz, döviz derken bütün göstergeler, “dikkat” mesajı veriyor. Bir yanda ABD göstergeleri, öte yanda FED faiz arttırımı diğer taraftan 2017 sonundaki  65 dolar olan petrol fiyatının bugün 78 dolara dayanması, iyimserliklerin iyiden ihtiyatlı hale gelmesi gerektiğini söylüyor.  

İçeride vergiler, özellikle ÖTV ile frenlenen akaryakıt fiyatları devletin düzenleyici fonksiyonunun bir sonucudur. Tam da seçim öncesi patates soğan gibi halkın en ücra köşelerine nüfuz edebilecek fiyat karmaşası tam anlamıyla şaşkınlık verici bir durumdur. Kılcal damarlara kadar hissedilen bu durumun seçimlere yansıması mı beklenmiştir bunu da kısa sürede göreceğiz.

Sorunu baştan söylemek gerek: döviz ihtiyacı… hem borç ödemeleri hem de cari açığın el ele verdiği bir durumda bu ihtiyacın yönetilmesi kolay değildir.

Yabancıların Türkiye’deki faizlere ilişkin uluorta dahi, “burada da faizler iyiymiş” demelerine bakılırsa biz sınırları zorlamış hatta bir miktar da aşmış durumdayız. Ancak belimizi büken enflasyon ve kurdaki yükselme yabancıların ilgisini bir anda dağıtabiliyor. Şöyle bir durum yok: Kur sabit, faiz yüksek. Belirli bir kur üzerinden giren yabancı %15-20  herneyse faizini alacak sonra çıkmaya karar verdiğinde aynı kur üzerinden dövizini alıp çekilecek. Döviz bazında da 15-20 kazanç… mümkün değil! Dünyanın pek çok yerinde  yaklaşık 10 yılda elde edilen faizi vermek demek; kelimenin tam anlamıyla  “devlet eliyle soyguna kapı  açmak” demek. Olmaz. Olamaz!

Yüksek faize razı olan bir ülkenin, hala daha döviz temininde bir güçlük yaşanıyorsa, bir yerlerde başka sorunlar var demektir. Bunu da bulmak yönetimin işidir. Kurun yükselmesi nispeten ihracatçıyı mutlu ediyor. Ancak ithalatın da düşmesi söz konusu değil. Her 100 TL ihracat için yaklaşık 70 TL ithalat yaptığımız düşünülürse, ihracatın da kendine göre bir maliyeti olduğunu ihmal etmemek gerekir. Gelen son veriler ithalatın da hız kesmediği yönünde. Bu, düpedüz cari açık habercisi demek.

Umudumuz turizmde. Turizm verileri, umut vaat ediyor. Ancak artışın %10 civarını geçmeyeceği  hesaplanmaktadır. Hakikaten birikimli sorunlarla geldiğimiz 24 Haziran seçimlerinin üzerinden yeni bir seçim atmosferine giriş göstergelerdeki iyileşme hamlelerini  “topal” bırakabilir.

Bugünlerde “Merkez Bankası bağımsızlığı” üzerinden geliştirilen söylemlerin ülke lehine olacağı bir gerçek. Bu düzenlemelerin de yapılacağı günler yakındır. Komple bir devlet reformunun başladığı bu günlerde onun da değişmesi söz konusu olabilir. Halk yetkiyi verdi, söz yürütme organınındır…

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar