CHP, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı başlattığı mitinglere hız kesmeden devam ediyor.
Her hafta bir ilde ve İstanbul’un bir ilçesinde gerçekleştirilen “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin bu haftaki durağı Düzce oldu.
Mitingin açılışında ABB Başkanı Mansur Yavaş konuştu...
Daha sonra İmamoğlu'nun gönderdiği mektup okundu. Mektubun ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel konuştu...
Özel'in konuşmasından öne çıkanlar:
-Güzel Düzce, Türkü, Abhazı, Çerkezi, Pomağı tüm renkleriyle kucaklaşan, Atatürk'e, onun devrimlerine bağlı olan, tarih boyunca haksızlığa susmayan, meydanlara sığmayan Düzce merhaba. Bugün bütün zulümlere karşı Düzce'nin vicdanına sığınmaya ve sesimizi yükseltmeye geldik.
-19 Mart darbesinden sonra tüm Türkiye ayağa kalktı. 7 gün 7 gece mücadele verdik. Sabahın erken saatinde kayyum diye kalkanlar, karşısında milleti buldu. Yarın da Antalya'da olacağız. Ama Düzce bizi öyle içten öyle yürekten çağırdı ki; buraya gelmeden, sizinle göz göze gelmeden, bu itirazı buradan yükseltmeden edemedik.
Gitme dediler, AK Parti'nin kalesidir dediler. Düzce'yi tanımamışlar. O eski siyaset, kutuplaşmalar geride kaldı. O kaleler geride kaldı.
-Düzce, AK Parti'nin ya da başkasının kalesi değildir; milletin kalesidir. Türkiye'nin tüm demokratları bir otokrata karşı birleştik.
-Artık Düzce ne AKP’nin ne başka partinin. Sadece milletin kalesidir. O kale senin bu kale benim; öyle bir siyaseti geride bıraktık. Biz artık bütün demokratları bir otokrata karşı birleştik.
-Sabahın erken saatlerinde kayyum diye kalkanlar karşısında milleti buldular.
KANDIRA CEZAEVİ'NDE NELER OLDU?
-Dün bir arkadaşımızı Kandıra Cezaevi'nden Çağlayan Adliyesi'ne götürüyorlar. Başsavcı ve iki savcı, avukat yok, katip yok. 'Avukatınla rahat konuşamıyorsun, bazıları iftira attı, çocuğuna kavuştu, ifade ver, evine dön' diyorlar.
-Bu iftiraları atan kişi Aziz İhsan Aktaş. Bizim belediyelerimizden seçimden önce almış, seçimden sonra bizim başkanlar bıraktırmış. Ama bu kişi, bu belediyelerde bu ihaleleri aldı diye başkanlarımızı içeri alıyorlar.
İLK TEPKİ
-Operasyonu cumartesi yapıyorlar. Borsa düşmesin, dolar fırlamasın diye. Yaptığın işe güveniyorsan neden çarşamba öğleden sonra değil de hafta sonu yapıyorsun.
-Bu iftiraları atan kişi Aziz İhsan Aktaş, bizim belediyelerimizde seçimden önce ihale almış, bizim başkanlarımız bıraktırmış.
-Yargıtay'ın THY'nin TBMM'nin ihalesini bu almış. Devlet Hava Meydanları'nın, Elektrik üretimi AŞ'nin ihalelerini bu almış.
-Bizim belediyeler bütün ihale dosyalarını yolluyor. Bana 2019 sonrası lazım diyorlar.
-Adalet arayan savcı, Ekrem Başkan dönemine bakıp da 2019 öncesini alın götürün, benim işim Ekrem'in dönemi diyorsa adalet peşinde değil hırsızlık peşindedir. Türkiye'nin geleceğini çalmaktadır. Yaptığı darbe ile artık Cumhurbaşkanı değil cuntanın başıdır.
-Ama 19 Mart sonrası yaptığı darbe ile artık cunta Cumhurbaşkanı'dır. Bugün akşam İstanbul'da bütün belediyelerimizde mücadele edeceğiz. Gerekirse uyumayacağız. Teslim olmayacağız.
Yavaş'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
-Bu yapılanların siyasi olduğu konusunda hiç kimsenin en ufak bir şüphesi yoktur.
-Masumiyet karinesi diye bir şey vardır. Yargıtay kişinin cezasını onaylayana kadar herkes kanun nazarında masumdur.
-Tutukluluk istisnadır. Şimdi öyle değil. Daha savcılıkta suç örgütü lideri ediliyor insanlar. Twitter hesapları, fotoğrafları yasaklanıyor. Bu tamamen Anayasaya aykırıdır.
-Başta Ekrem başkanımız olmak üzere hepimizi TRT'de canlı yayınlayın. Kaçmıyoruz. Ümit Özdağ ceza alsa bile alacağı cezadan fazlasını yattı. Neyi yargılayacaksınız?
"HERKESİ İÇERİ ATIYORLAR!"
-Herkesi içeri atıyorlar. 'Başkasına suç atarsan serbest kalırsın' diyorlar. Bunların verdiği ifadenin geçerliliği nedir Allah aşkına?
EKREM İMAMOĞLU'NUN MEKTUBU OKUNDU
CHP Düzce İl Başkanı Özcan Dağıstanlı, Yavaş’ın konuşmasının ardından Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan İmamoğlu’nun mektubunu okudu.
Mektubuna, "Düzce’nin güzel insanları, bu ülkeyi, canı gibi seven sevgili kardeşlerim; bugün sizlerle olamasam da aramızda duvarlar, parmaklıklar olsa da hepinizi en içten duygularımla kucaklıyorum," sözleriyle başlayan İmamoğlu, şunları söyledi:
-Sanıyorlar ki duvarlar, parmaklıklar bizi ayırabilecek. Sanıyorlar ki; beni tutsak ederek, zindana kapatarak sizlerle arama engel koyabilecekler. Sanıyorlar ki Ekrem İmamoğlu, bu vatana duyduğu o sonsuz sevgiyi bir zindanda kalınca unutacak, millet de o zindana kapatılınca, onun yaptığı hizmetleri unutacak.
-Sanıyorlar ki; hukuku kendi çıkarlarına alet ettiklerinde, bu milletin ferasetini, adalet duygusunu ortadan kaldırabilecekler. Düşünüyorlar ki, tek adam düzeni sonsuza kadar devam edecek; istedikleri zaman savcı, istedikleri zaman yargıç, istedikleri zaman ekonomist olacaklar. Ülkeyi içinden çıkılmaz uçurumlara sürükleyebilecekler. Düşünüyorlar ki, bu israf düzeni hiç bitmeyecek.
"HİÇ UMUTLANMASINLAR"
-Hiç umutlanmasınlar. Bizi istedikleri kadar ‘suç örgütü’ diye yaftalasınlar. Vatandaşın bu iftiralara artık karnı tok. Vatandaş, kimin ne olduğunu gayet iyi biliyor. Bir avuç azınlığı değil, bu topraklarda yaşayan, vatan sathına yayılmış herkesi koruyup gözetenin kim olduğunu biliyor. İmamoğlu, bu israfçıları dört kere yendi, daha da yenmeye devam edecek. Bu israfçılar, her seçim döneminde ellerindeki tüm imkanları, bakanları, milletvekillerini seferber ettiler, yine de bileğimi bükemediler.
Şimdi, koltuk altlarından gidiyor diye, hukuk kisvesi altında olmadık, akla hayale gelmedik hilelere başvuruyorlar. Hodri meydan. Madem tüm yargı mekanizması elinizin altında, bir an önce iddianameyi hazırlatın. Dökün ortaya her şeyi. Ne doğru ne yanlış, kim gerçeği söylüyor, kim yalanı; görsün cümle alem. Ancak, bu israfçılar da biliyor ki, ortada ne suç var ne de suç örgütü. Alnımız ak, başımız dik. Dolduramadıkları iddianameyle süreç uzadıkça uzuyor, mesnetsiz olduğu için bütün o iddialar ellerinde patlıyor.
-Sevgili Düzceliler; korkunun ecele faydası yok. Bakın korkuları o kadar büyük ki, neler neler yapmadılar. Önce 30 yıllık diplomamı iptal ettirdiler. Yetmedi; daha iddianame bile yokken, bizi suçlu ilan edip, zindana attırdılar. Baktılar olmuyor, sosyal medyada beni engellettiler.
-Sesimden, görüntümden dahi korkup, benim videolarımı, afişlerimi yasaklamaya kalktılar. O kadar panik halindeler ki, bana hapishanede görüş yasağı bile uyguluyorlar. Ama hesapları tutmadı, tutmuyor, tutmaz. Sindirmeye çalıştıkları, sesini kısmaya kalktıkları vatandaş, daha gür sesle, kükreyerek koşuyor meydanlara. Bu milleti hafife alanlar, iradesini hor görenler, çok yakında nasıl bir hata yaptıklarını acı bir şekilde anlayacaklar. Önümüz bayram.
-Bu vesileyle hepimizin, tüm İslam aleminin Kurban Bayramı’nı kutluyorum. İnanıyorum ki yakında tüm bayramlarımızı hep beraber, ayrısız, gayrısız kutlayacağız. Bize yapılan bütün zulümlere, uğradığımız bütün haksızlıklara rağmen, yılmayacağız ve mutlaka başaracağız. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı."
YORUMLAR