Ekonomiye "yaz bereketi" geldi. 


Ekonomiye yaz bereketi” geldi. 

Tarladaki mal, çarşı pazara ulaşmaya başladı. Üretici memnun vatandaş memnun. Özellikle Nisan ayına kadar 8-10 TL civarı alınan sebze meyve, soğan - patates fiyatları, enflasyonun yüksek çıkmasında etkili olmuştu. Halkın bütçesinde de TÜİK enflasyon sepetinde de gıdanın payı %25. Vatandaşları haliyle gelirinin dörtte birini gıdaya ayırmak durumunda. Bu yüzden enflasyonun ilk hissedileceği yer, tenceredir. Tencere yantığı anda yöneticilerin de suyu ısınır. Enflasyon Haziran itibarıyla düşüşe geçecektir…

Güvenlikten sonra aranan temel ihtiyaç  beslenmedir. Bunun için gıda fiyatları ve mutfak masraflarının etkisi ve gücü fazladır. Nisan ayına kadar gelen yüksek enflasyon rakamları bu yüzden dikkatle takip edilmekte idi.

Şimdilerde bir yandan güven endekslerinde düzelmeler var, Öte yandan imalat sanayi endeksleri toparlanıyor.  Hele sektörel güven endekslerinin hemen hepsi yükselme eğiliminde, inşaat hariç. Reel Kesim Güven endeksi, 102,5 seviyesinde gerçekleşerek güven tazeledi.
Üretim cephesi de coşkulu… Bunun istihdama yansıması bekleniyor. Kur, ihracata yaradı. Cari Açık 2019 Nisan’a kadar, 3,3 milyar dolar.  Geçen yıllar bir ayda verilen açığın neredeyse yarısı kadar bir miktar, bu dört ayda verildi. ithalat azalırken ihracatın artması ise şimdilik iyimserliği destekliyor. Cari açık yıllık 60 milyar dolarlara ulaştığında ille de "kriz" bekleyenler, şimdilerde yıllık 20 milyarlar seviyesindeki cari açık için, bunu bir fırsat olarak dahi yorum yapmamakta ısrarlı.

Türkiye, 223 ülkeye ihracat yapmaktadır.
39 ülkeye yapılan ihracat, 1 milyar doları aşmış bulunmaktadır. İllerimizin de artık milyar dolarlık ihracatı geçtiğini görmek şaşırtıcı gelmemektedir.
İhracatı 1 milyarı aşan il sayısı 17’dir.
2018'de 15 bin yeni ihracatçımız oluştu.
Veeeee sonuç…
182 milyar dolar ihracat.
Bu özel sektör başarısıdır. TİM bu konuda ciddi bir irade ortaya koymaktadır. Türk özel sektörü büyük bir atılım potansiyeline sahiptir: bekleyip göreceğiz.
Bu haftaya kadar, sadece Antalya’ya gelen turist sayısı 5 milyonu aşmış durumdadır. Yıl sonu için 20 milyon rakamı  zor görünmemektedir. Türkiye turist sayısında, rahatlıkla 50 milyon turisti ağırlama potansiyeline sahiptir. Kişi başına 650 ile 830 dolar arasında harcama yapması beklenen turistlerden, 40 milyar dolarlık bir getiri sağlanması mümkündür. Bacasız sanayi olarak turizm de ümit vaad etmektedir. Türkiye hem yolcu taşıma potansiyeli hem de otel yatak kapasitesi itibariyle beklentileri yüksek olan bir ülkedir.

Para Nerede Dersek?

Dünyaya bakınca sanki yeniden paraya ulaşma konusu kolaylaşmaktadır. FED faiz artışı değil indirimini konuşmaktadır. Yıl sonunda bir 25 baz puan indirim gelebilir. İyimserlik halinde bu rakamın 50 baz puana çıkması bile şaşırtıcı olmaz. Avrupa Merkez Bankası uzun süredir faiz artışı yapmayacağını beyan etmiştir.
Avustralya, Hindistan Merkez bankalarının indirimleri konuşuyor olması, Türkiye gibi “paraya erişimi maliyetli ülkeler için” sevindiricidir. Sonuçta enflasyonun temel sebebi, fona erişme maliyeti yani faizin yüksek oluşudur. Faizlerin yüksek olması enflasyonu da yukarı doğru tetiklemektedir.
Bu durum mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşen durumdur. Havalar hep böyle gitmez: Akşama doğru yağmur beklenmektedir. Ne yaptık ettik bu süre zarfında, toparlayıcı önlemleri ve acil işlemleri gerçekleştirmek vaktidir. Önümüzdeki  zor günlerin habercisi  Moody’s gerekeni yaptı zaten. Bir gün Fitch'ten, ertesi gün S&P'den yüreğimizi ağzımıza getiren haberler gelebilmektedir.

Siyaset kendi yoluna girmiştir;

Artık üretime ve istihdama odaklanma vaktidir.