Gıdalarda kalıcı organik kirleticilere dikkat!!!


Gıdalarda kalıcı organik kirleticilere dikkat!!!

Doğada bulunmayan, insan yapımı olan ve yapısında çoğunlukla klor içeren karbon temelli (organik) bileşiklerden oluşan kimyasal maddeler grubuna kalıcı organik kirleticiler (KOK) deniyor.

Bunlara örnek olarak; tarım ilaçlarında ve plastik ambalajlarda kullanılan organik kirleticiler ile dioksin, furan gibi zehirli sanayi artıklarını gösterebiliriz.

KOK’lerin bazıları insanların ve hayvanların tükettikleri besinlerden bazıları havadan bazıları bulaşmış sulardan ve topraktan bulaşıyorlar.

KOK’lerin insan metabolizması ile olan etkileşiminde en önemli kaynak gıdalar olmakta ve insanlar özellikle yağ içeriği yüksek olan gıdaları tüketerek bu kimyasalları vücutlarına alıyorlar. 

 Bunların yanı sıra endüstriyel üretimler, atık yakma gibi faaliyetlerin yapıldığı alanlara yakın yerlerde yaşayan insanların, içtikleri sular ve soludukları hava bu kimyasalların taşınmasında önemli kaynaklar teşkil ediyor.

İnsan ve çevre için son derece toksik/zehirli olmaları, uzun mesafelere taşınabilmeleri, insan vücudunda birikebilmeleri, kalıcı olmaları bunların genel özelliklerini oluşturuyor.

Bu özellikleri su, toprak, hava ve çevre için risk oluştururken, bitkiler, hayvanlar için de aynı etkiyi yapıyorlar.

Kirlenmiş suyu, toprağı, bitkileri ve yenilebilen hayvanları nihai olarak tüketen insanlardaki etkileri daha da korkunç.

Bir yandan insanların sinir, sindirim sistemleri üzerine etki ediyorlar ve bu sistemlerin çalışmasına neden olurlarken, diğer yandan akciğer hastalıklarında da etkili oluyorlar. Büyük miktarlarda alındıklarında “klor akne” denilen bir cilt hastalığı ile kansızlık, uyuşukluk gibi hastalıklara da neden oluyorlar.

Bitmedi, karaciğer büyümeleri ve böbrek hazarları da bunların neden oldukları hastalıklar arasında sayılıyorlar.

Bebekler ve çocuklar bu kimyasallara karşı çok daha hassaslar ve anne sütü ile daha hayatlarının ilk günlerinde bu kimyasallara maruz kalıyorlar.

Kalıcı organik kirleticilerle ilgili olarak;  kimyasalların üretimini, kullanımını, salınımını ve depolanmasını ortadan kaldırmayı amaçlayan uluslararası Stockholm sözleşmesine Türkiye 12 Ocak 2010 tarihinden itibaren taraf oluyor.

Tüketiciler olarak neler yapabiliriz?

Kalıcı organik kirletici kimyasallara maruz kalmamak açısından öncelikle çevre dostu üretim yapan firmaların ürünlerini kullanmayı tercih etmeli, gereksiz yere plastik ürün (özellikle torba, poşet, pet şişe vs.) kullanmaktan kaçınmalı, mümkün olduğunca organik atıklarla ekonomik değeri olan atıkları birbirinden ayrı biriktirmeye özen göstermeliyiz.

Bu sayede hem kendimizi, hem çocuklarımızı, hem de çevremizi bir nebze de olsa kalıcı organik kirletici kimyasalların etkilerinden korumuş oluruz.

Sağlıkla kalın kalabiliyorsanız…