"Yalan söyleyenler ve iftira atanlar annelerine layık değil!"

İBB'nin seçilmiş Başkanı Ekrem İmamoğlu, Gümüşhane Toplumsal Dayanışma Platformu'nun, Kartal Belediyesi Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi'nde düzenlediği, 29'uncu Geleneksel Gümüşhaneliler Gecesi'ne katıldı. İmamoğlu, yaptığı konuşmada, son günlerde hakkında üretilen iftira ve yalan içerikli yayınlara tepki gösterdi.

 İmamoğlu, ''Bir anne çocuğuna, 'Ahlaklı ol. Sakın kimseye yalan söyleme. Sakın kimseye iftira atma' der. En küçük çocuğa verilen en değerli tavsiyelerdir bunlar. Koca koca adamların iftira attığını, yalan söylediğini duyan çocuklara bir anne nasıl tavsiyede bulunacak. Ben, bazı insanları, eğer sağ ise annelerinin yüzünü kızarttıklarını düşünüyorum. Makamı, mevkii ne olursa olsun. Rahmetli olmuşsa, Allah rahmet eylesin, onların kemiklerini sızlattığını düşünüyorum. Yalan söyleyen ve iftira atan. Kim olursa, olsun. Annelerine layık değillerdir. Ben onları Allah'a havale ediyorum. Allah ıslah etsin onları'' dedi. 

KARTAL - SULATNBEYLİ / İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) seçilmiş Başkanı Ekrem İmamoğlu, iftarını Bağcılar'da açtıktan sonra, Gümüşhane Toplumsal Dayanışma Platformu'nun, Kartal Belediyesi Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi'nde düzenlediği, 29'uncu Geleneksel Gümüşhaneliler Gecesi'ne katıldı. İmamoğlu'na, Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel de eşlik etti. Gümüşhaneliler, salonu hınca hınç doldurdu. Salona sığmayan vatandaşlar için, dışarı dev ekranlar kuruldu. İmamoğlu, ''Ekrem Başkan'' sloganıyla konuşma yapacağı platforma çıktı. 

Konuşmasına bugün şehit olan askerlere rahmet dileyerek başlayan İmamoğlu, terörü lanetledi ve teröre karşı mücadelede el ele kol kola birlik mesajı verdi. İmamoğlu, özetle şunları söyledi: 

''O REJİM, BAŞKA BİR REJİM''

''Ben, bütün içtenliğimle şunu yapmaya çalışıyorum: Herkesle konuşabilmeye, diyalog kurabilmeye çalışıyorum, siyasi kaygılar taşımaksızın. Bakın, Türkiye'nin en köklü partilerinden birincisi olan bir siyasi partinin ferdiyim. CHP, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bir parti. Ama partime layık biri olmam gerekiyorsa, önce partizanlık yapmamam gerekir. Bu şehirde bir insan hak arıyorsa, o insanın hak arama mücadelesinde hiçbir duyguyla onu sınırlandırmamam gerekir. Bu şehrin bir ferdi, hemşehrisi olduğu için ona bütün yüreğimi açıp, hizmet etmem gerekir. Partizanlığın bittiği bir İstanbul istiyorum ben. Partizanlıkla beraber, adamcılık da bitecek. Ben, iki dudağın arasından çıkacak bir sözle talimat alacak bir belediye başkanı değilim. Hiçbir belediye başkanımız da öyle değil. Olamaz da. O rejim, başka bir rejim. Ülkemizin, Cumhuriyet ve demokrasi anlayışında öyle bir anlayış yok. İstanbul'da kapalı devre bir sistem var. Kimse şunu hissetmiyor. Burada bir belediye var, 16 milyon insana ait. Bir meclisi İstanbul halkına açtık, 3,5-4 milyon oturup izledi. Ama birileri kitlemiş. Kapalı odalar içerisinde karar alan, mekanizma işleten hale gelmiş. İBB yönetimi şeffaf olacak. Herkes, 'O belediye benim belediyem' diyecek. Kibirden arınmış bir belediye olacak.'' 

''ALLAH ISLAH ETSİN ONLARI''

''Siyasi ahlak çok önemli. Türkiye'de ahlak, yozlaşmış bir durumdadır. Bağırıp, çağıran bir siyasi anlayış. Sanki bir koltuğa malıymış gibi davranan bir anlayış var Türkiye'de. Sona erdireceğiz bunu. Yerelden bitecek bu. Bu toplumun ahlaka bakışı çok değerlidir. Bir anne çocuğuna, 'Ahlaklı ol. Sakın kimseye yalan söyleme. Sakın kimseye iftira atma' der. En küçük çocuğa verilen en değerli tavsiyelerdir bunlar. Koca koca adamların iftira attığını, yalan söylediğini duyan çocuklara bir anne nasıl tavsiyede bulunacak. Ben, bazı insanları, eğer sağ ise annelerinin yüzünü kızarttıklarını düşünüyorum. Makamı, mevkii ne olursa olsun. Rahmetli olmuşsa, Allah rahmet eylesin, onların kemiklerini sızlattığını düşünüyorum. Yalan söyleyen ve iftira atan. Kim olursa, olsun. Annelerine layık değillerdir. Ben onları Allah'a havale ediyorum. Allah ıslah etsin onları.''

''NE VARSA İSTANBUL'UN KOLTUĞUNDA!''

''Yargı üzerinden, ülkeyi salt bir makamı terk etmeme inadı üzerinden, ne varsa o İstanbul'un koltuğunda, inat üzerinden Türkiye'yi hala sıkıntıya sokuyorlar. Kardeşim, git ekonomiyle uğraş, terörü hep birlikte bitirelim, uluslar arası sorunlar var. Millet size yetki vermiş. Ama ne yaxık ki, böyle bir süreç. Neye güveniyoruz. Milletimizin her zaman olduğu gibi o derin vicdanına, ahlakına, hak, hukuk, adalet anlayışındaki bakışına. Bu millete bir bayrama gider gibi, 23 Haziran'da sandığa koşacak. Demokrasi bayramı bu. Çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğe, hayata güvenle tutunma seçimi. Bizim demokrasimize bir darbe vurdular. Seçimlerin meşruluğunu tartışmaya açtılar. Ama biz bunu hep birlikte tedavi edeceğiz. İstanbul'da yaşayan her vatandaşımıza büyük sorumluluk düşüyor. Allah yardımcımız olsun. İstedikleri kadar iftira atsınlar, halkımızın vicdanı ve ahlakı her şeyi görüyor. O kadar mutluyum ki, o güzel insanların duaları, göz yaşları, sahiplenme noktasında ortaya koydukları sıcaklık inanılmaz değerli. Size minnet duyuyorum. Size layık olmak için elimden geleni yapacağım. Eksikler, hatalar ve yanlışlar olabilir. Bazen yol yürürken insan tökezleyip, düşebilir. Bana yol arkadaşı olan 16 milyon İstanbullu, beni tutup ayağa kaldırsın isterim. Böyle olur yoldaşlık, böyle olur yol arkadaşlığı. Sizlerin yol arkadaşlığına talibim.''

GÜNÜ SULTANBEYLİ'DE NOKTALADI 

İmamoğlu'nun salona girişinde ve çıkışında, bildik sahneler yaşandı. Vatandaşlar, İmamoğlu ile fotoğraf çektirebilmek için birbirleriyle yarıştı. İmamoğlu, bugün Fatih, Zeytinburnu, Topkapı, Kocamustafapaşa, Bağcılar ve Kartal'da gerçekleştirdiği seçim çalışmalarını, gece Sultanbeyli'de noktaladı. Burada kanaat önderleriyle buluşan ve bir konuşma yapan İmamoğlu'na ilgi, yoğun oldu.