MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: BM'nin Gazze'de hüküm süren Siyonist projeye darbe indirmesi artık hayat memat konusudur

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "BM'nin derhal harekete geçmesi, çok katılımlı 'Barış Gücü'yle Gazze'de hüküm süren Siyonist projeye darbe indirmesi artık hayat memat konusudur." ifadesini kullandı.

Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, bölgesel ve küresel meydan okumaların devamlı hızlanıp mevzi kazandığı bugünkü alacakaranlık dönemde Türkiye'nin iç barış ve kardeşlik ortamını tahkim etmesinin gıpta edilecek bir gelişme olduğunu belirtti.

Hayatın ve siyasetin olağan akışı içinde sorun çözme kültürünün tesir alanını ve temin sahasını gittikçe genişletmesinin gelecek adına umut verici olduğunu ifade eden Bahçeli, "Kaldı ki birbirine eklemlenerek düğüm üstüne düğüm olan kimi ağır sorunların, milli birlik ve dayanışma ruhuyla hallinden başka makul ve mahut bir seçenek de yoktur." değerlendirmesini yaptı.

"Netanyahu'nun Gazze'yi yutma hevesi kursağında bırakılmalıdır"

Bahçeli, şunları kaydetti:

"Merhum Akif'in fehamet içeren, ferahlık vadeden şu sözü tarihin ve coğrafyanın zamanlar üstü çağrısı olarak ilanihaye varlığını her cihetiyle koruyacaktır. 'Yaşayan görecektir, Türkiye ve Türk milleti ölmeyecektir.' Mazlum feryatlarının gök kubbede çınladığı, zulmün kıtaları üst üste kamçılayıp yaraladığı menfur ve melun bir devrin insanlığın ortak iyiliğine, ortak çıkarlarına ve barışçıl diyaloglara tahvili ancak ve ancak ahlaki sorumluluğun küreselleşmesiyle mümkündür. Bu hususta Türkiye'nin, tarihsel müktesebatıyla, çağları kavrayan stratejik ufkuyla, hürmetkar manevi dokusuyla, paha biçilemez milli kültürüyle, müthiş salabet ve seciyesiyle mühim rol oynayacağı hamasi bir temenniden öte kaçınılmaz ahlaki vicdan misyonudur."

Zincirleme reaksiyon gösteren savaş ve çatışmaların, insanlığı ve medeniyetleri içten içe kemirip tüketmesinin önü alınmadıkça kalıcı ve kuşatıcı mahiyetli huzur ve istikrara özlemin hiçbir zaman bitmeyeceğini vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Ne hazin, ne tarifsiz bir acıdır ki, özellikle Gazze'de yıkım, trajedi ve insani felaket sürekli tırmanmaktadır. Ölen ve öldürülen bebekler, çocuklar, kadınlar, ezcümle masumlar; gömülenler de cansız bedenlerin yanı sıra insanlık ve insani mirastır. Filistinli kardeşlerimiz barbar bir ablukanın ateş hattındadır. Gazze açlığa, susuzluğa, ilaçsızlığa, her türlü soysuz baskıya mahkum haldedir. Soykırım suçlusu, insanlığın utanç yüzü, eşine benzerine az rastlanır canilik markası olan Netanyahu'nun Gazze'yi işgal ve bir adım sonra da ilhak planı, dünyayı ayağa kaldırması gereken alçak bir emeldir. Birleşmiş Milletler'in derhal harekete geçmesi, en azından canlılık emaresi göstermesi, tedarik edilecek çok katılımlı 'Barış Gücü'yle Gazze'de hüküm süren katliam ve Siyonist projeye darbe indirmesi artık hayat memat konusudur. Bu cinayet ve melanet karabasanına karşı siyasi, askeri ve ahlaki temelde eylem etabına geçmek, ertelenmesi ve gecikmesi feci sonuçlara yol açacak insanlık görevidir. Netanyahu'nun Gazze'yi yutma hevesi kursağında bırakılmalıdır. Bu katilin savaşı bitirmek adına ileri sürdüğü imha şartlarını tartışmaya açmak ve gündeme taşımak dahi kabul edilemez bir yanlıştır."

Bahçeli, gelinen aşamada Müslüman ülkelerin, mağdur ve mazlumların arşa değen inilti seslerini, kalpleri sızlatan imdat seslenişlerini, açlıktan ölen bebeklerin yürekleri kavuran hallerini duymak, görmek ve bu suretle de İslami ve insani mesuliyetleri yerine getirmek durumunda olduğunu vurguladı.

"Türkiye'nin İsrail'e karşı göstermiş olduğu tepki ve itirazlar haklıdır"

Ülkesini ve vatan topraklarını cesaretle, meşru ve haklı gerekçelerle savunan Hamas'ın onurlu mücadelesinin müzahir çevreler tarafından desteklenmesi gerektiğini belirten Bahçeli, "İsrail'in bölgemizde sahnelediği dehşet kampanyasına, en ileri düşmanlıklara sabır ve tahammül kalmamıştır. Türkiye'nin İsrail'e karşı göstermiş olduğu tepki ve itirazlar haklıdır, haysiyetlidir, hukukidir, elbette ziyadesiyle isabetlidir. Bunlar oluyorken, ülkemizde yaşanan ve gündeme yansıyan manidar ve müessif iddiaların çok yönlü araştırılması, sistematik şekilde icra edilen dış bağlantılı istihbarat operasyonlarıyla ilişiğinin olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

"Organize sahtekarlık ve dolandırıcılık çeteleriyle mücadele sonuna kadar sürdürülmelidir"

Bahçeli, LGS ve sahte diploma ekseninde devamlı mesafe alan kara kampanyanın, toplumsal güven ve huzuru baltalamayı hedef alan, Terörsüz Türkiye hamlelerini boşa düşürmeye çalışan sinsi bir tertip olup olmadığının da ince ayrıntısına kadar değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Organize sahtekarlık ve dolandırıcılık çeteleriyle mücadele kuşkusuz sonuna kadar sürdürülmelidir. Fakat zarfa bakarken mazrufun gözden kaçırılmaması, satıhta dururken asıl kök ve kaynağın ihmal edilmemesi milli güvenliğimiz, sosyal ve toplumsal güven bağlarımız açısından mecburidir." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin ağırlaşan, belediyeler başta olmak üzere pek çok alana yayılan ve yoğunlaşan hukuki davalardan süratle kurtulması, sonuçta adaletin eksiksiz tecellisinin sağlanması gerektiğini dile getiren Bahçeli, adli tatilin bitimiyle beraber yargıyı saran mesnetsiz tartışma ve sürtüşmelerin kesinkes sonlandırılması, süregelen soruşturma ve kovuşturmaların bir an evvel tamamlanmasının demokrasi ve hukuk güvenliği bakımından öncelik olması gerektiğini kaydetti.

Türkiye'nin moral ve motivasyon seviyesiyle manevra kabiliyetini zaafa düşüren her sorun başlığıyla yüzleşmenin ve çözümle örtüştürmenin acilen temin edilmesi gerektiğini belirten Bahçeli, "Bunu başarabilecek ve yapabilecek muktedir ve müstesna vasıf Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin sarsılmaz bütünlüğünde mahfuzdur. Ayrıca ve daha mühimi, 'Terörsüz Türkiye' hedefine yaklaştıkça bayatlamış ve geride kalmış yapay ve cepheleştirici tartışmaların bir kez daha tedavüle sokulma hatasıdır." görüşünü paylaştı.

Coğrafi temelde kimlik tanımıyla ilgili bariz çarpıklıkların temcit pilavı gibi ısıtılıp siyasi gündeme iliştirilmesinin maksatlı ve marazi bir sakatlık olduğunu belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Unutulmamalıdır ki, hepimizin müşterek kişilik ve kimliği, müşterek irade ve iftiharı, herkes eşittir Türkiye anlayışında temerküz eden müşterek kuvvet ve değeri büyük Türk milletidir. Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulan 'Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu' vasıtasıyla huzur, umut ve kardeşlik üzerindeki sis bulutları dağıtılacak, yeni yüzyıl al bayrağın etrafında tezahür edecektir. Bugüne kadar iki toplantı gerçekleştiren, üçüncüsünü de yarın yapacak olan mezkur komisyonun geniş çaplı mutabakat ve meşveretle 'Terörsüz Türkiye'nin yasal, hukuki, demokratik ve siyasi mukaddimesini hazırlayacağı yüksek ümit ve inancımızdır. Milliyetçi Hareket Partisi samimiyet, sağduyu ve özveriyle komisyon çalışmalarına katkı sunacaktır."

Balıkesir depremi

Merkez üssü Balıkesir'in Sındırgı ilçesi olan 6,1 büyüklüğündeki depremden etkilenen vatandaşlara geçmiş olsun temennilerini ileten Bahçeli, hayatını kaybeden vatandaşa Allah'tan rahmet, tedavi görenlere de şifa dileklerinde bulundu.

Devletin tüm kurum, kuruluş ve imkanıyla deprem bölgesine müdahalede bulunduğunu, herkese müşfik elini uzattığını belirten Bahçeli, depremin hayatın ve coğrafyanın gerçeği olduğuna dikkati çekti.

Bahçeli, "Kentleşme ve yaşam planlarımızı bu gerçeğe muvafık yapmaktan başka da bir çare ve çıkış yoktur. Muhtemel depremlere hazırlıklı olmak ise bir diğer önemli ve öncelikli bir mesele olup, Rabbim'den niyazım ülkemizi ve milletimizi her neviden musibet ve felaketlerden muhafaza etmesi, esirgeyip korumasıdır." ifadelerini kullandı.