Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy: Kapsamlı çalışmalar Taş Tepeler bölgesini dünyanın Neolitik başkenti olarak tescilleyecektir

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Taş Tepeler Projesi'ne ilişkin, "İnanıyoruz ki kapsamlı çalışmalar Taş Tepeler bölgesini dünyanın Neolitik başkenti olarak tescilleyecektir." dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Taş Tepeler Projesi'ne ilişkin, "Önümüzdeki dönemde mikro analizler, arkeometrik çalışmalar, teknoloji ve sembolik buluntulara odaklanan araştırmalar ile doğal çevre, etnoarkeoloji ve koruma faaliyetlerinin daha da güçlendirilmesi hedefleniyor. İnanıyoruz ki bu kapsamlı çalışmalar Taş Tepeler bölgesini dünyanın Neolitik başkenti olarak tescilleyecektir." dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Taş Tepeler Projesi'nin 5. yıl dönümü kapsamında Karahantepe'de düzenlenen bilgilendirme toplantısına katıldı.

Ersoy, konuşmasında, programın yalnızca beş yıllık bir çalışmayı değerlendirmek için değil, aynı zamanda insanlık tarihine ışık tutan önemli bir hikayenin yıl dönümünü kutlamak için gerçekleştirildiğini söyledi.

Ersoy, projenin başladığı günden bu yana öngörülen etkinin çok ötesine geçerek insanlık tarihine yeni bir ufuk kazandırdığını belirtti.

Bakan Ersoy, 1963'te yapılan yüzey araştırmalarının ve Arkeolog Klaus Schmidt'in 1995'te başlattığı kazıların anıtsal "T" biçimli dikilitaşlar ile özel yapıları ortaya çıkardığını hatırlatarak, Göbeklitepe'nin yalnızca bir yerleşim alanı değil, ritüel yaşamın merkezinde yer alan ve dünya tarih yazımını değiştiren karmaşık bir sosyal düzenin ürünü olduğunun somut verilerle kanıtlandığını ifade etti.

Kültür ve Turizm Bakanlığının 2020'de başlattığı Taş Tepeler Projesi ile bölgedeki tüm verilerin ortak bir bilimsel vizyon altında toplandığını belirten Ersoy, Göbeklitepe'den Karahantepe'ye, Sayburç'tan Sefertepe'ye uzanan bu coğrafyanın, insanlığın inanç, ritüel, toplumsal örgütlenme ve kültürel üretim açısından düşünülenden çok daha ileri bir bilinç düzeyine sahip olduğunu gösterdiğini kaydetti.

Neolitik Çağ'ın insanlık tarihindeki büyük dönüşümlerin başlangıcı olduğunu vurgulayan Ersoy, Fırat ve Dicle'nin kuzey kesimleri ile özellikle Şanlıurfa çevresinin bu kültürel değişimlerin en belirgin şekilde izlenebildiği bölgeler arasında yer aldığını söyledi.

Bugüne kadar yürütülen arkeolojik ve arkeometrik çalışmaların, Neolitik Dönem insanlarının ritüellerinin yanı sıra günlük yaşam, geçim stratejileri, evcilleştirme süreçleri, mimari seviyeleri ve üretim teknolojileri gibi pek çok unsurun ayrıntılı biçimde ortaya çıkarıldığını ifade eden Ersoy, projenin uygarlığın en erken izlerini benzersiz bir derinlikle görünür kıldığını belirtti.

Beş yıldır sürdürülen kazı ve analizlerin, projenin başlangıcında belirlenen hedeflerin sağlam ve gerçekçi temellere dayandığını ortaya koyduğunu söyleyen Ersoy, Taş Tepeler Projesi'nin Anadolu arkeolojisinin en kapsamlı girişimlerinden biri olduğunu vurguladı.

Japonya Altes Prensesi Akiko Mikasa’nın katılımıyla başlatılan Ayanlar Höyük kazısının eklenmesiyle projenin bugün 12 ayrı noktada çok yönlü bir bilimsel ağa dönüştüğünü ifade eden Ersoy, Türkiye'nin arkeoloji alanındaki uluslararası işbirliği kapasitesini güçlendirerek bilimsel diplomasiye değerli katkılar sağladığını kaydetti.

Projenin, 15'i Türk, 21'i yabancı olmak üzere toplam 36 akademik kurum ile geniş bir bilimsel işbirliği yürüttüğünü söyleyen Ersoy, 2025 itibarıyla projede görev alan bilim insanı ve öğrenci sayısının 219'a ulaştığını bildirdi.

Ersoy, kazı çalışmalarının yanı sıra kültürel mirasın korunması ve gelecek kuşaklara aktarılmasına yönelik çalışmaların da sürdüğünü hatırlatarak, Göbeklitepe'de geçen yıl Aslanlı Yapı'nın, bu yıl ise C Yapısı'nın restorasyonunun tamamlandığını, Karahantepe'de A ve D Yapısı'ndaki sürecin devam ettiğini aktardı.

UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki Göbeklitepe'nin yanı sıra Taş Tepeler Projesi'nin uluslararası tanıtımı için yoğun bir program yürüttüklerini belirten Ersoy, Roma Kolezyumu'nda 24 Ekim 2024 - 2 Mart 2025 arasında düzenlenen "Göbeklitepe: Kutsal Bir Yerin Gizemi" sergisinin 6 milyon ziyaretçi ağırladığını söyledi.

Berlin James-Simon Galerisi'nde gelecek yıl şubat-temmuz ayları arasında "Toplumun Keşfi: 12.000 Yıl Önce Göbeklitepe ve Taş Tepelerde Yaşam" başlıklı bir sergi açacaklarını ifade eden Ersoy, 2026 sonbaharında Birleşik Krallık, 2027 sonbaharında ise Japonya Tokyo Ulusal Müzesi’nde Taş Tepeler temalı sergi planlamalarının sürdüğünü aktardı.

Ersoy, proje kapsamında çok sayıda uluslararası konferans ve sempozyum düzenlendiğini belirterek, Karahantepe projesinin 5. Şangay Arkeoloji Forumu'nda dünyanın en başarılı projelerinden biri seçildiğini hatırlattı.

2025 yılı kazılarında ortaya çıkarılan eserler

Bakan Ersoy, 2021 yılından bu yana dünyanın en nitelikli neolitik dönem müzelerinden biri olan Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'ndeki serginin daha da zengin bir şekilde ziyaretçilerini ağırladığını aktararak, şu bilgileri verdi:

"Bugün burada, büyük çoğunluğu 2025 yılı kazı çalışmalarında ortaya çıkan eserlerden oluşan küçük bir seçki de yer alıyor. Bu eserler arasında Göbeklitepe'de D Yapısının duvarı içine, olasılıkla adak olarak yerleştirilen insan heykelini yakından göreceğiz. Biliyorsunuz, Japon Altes Prenses Akiko'nun Şanlıurfa'ya yaptığı ziyaretten kısa bir süre önce bulunmuştu bu heykel. Elbette ne anlama geldiğinin, neden duvar içinde yer aldığının bilim insanları tarafından yorumlanması zaman alacaktır ancak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki bu heykel, Neolitik dönemde Göbeklitepe'de heykeltıraşlık alanındaki estetik ve etkileyici üslubun önemli bir örneğidir.

Yine 2025 yılının en gözde buluntuları arasında, Sayburç'ta bulunan ve yüz ifadesiyle ölü bir bireyi çağrıştıran heykel sergide yerini aldı. Bu heykeli yakından incelediğinizde fark edeceğiniz bir detay var, heykelin ağzı dikili şekilde tasvir edilmiştir. Sayburç Heykeli bize, tarih öncesi insanın ölüm ile kurduğu ilişkiyi, gömüt ve kafatası uygulamalarının yanı sıra ölüm ritüellerini farklı açılardan değerlendirme imkanı sunmaktadır. Çalışmalar ilerledikçe, o dönemin günlük hayatına dair daha fazla tespitte bulunmamızı sağlayacak eserler gün yüzüne çıkıyor. Bu noktada Sefertepe kazılarında çıkan eserler oldukça önemlidir. Sefertepe kazılarının 2025 yılı çalışmaları sırasında, iki adet düzeltilmiş blok taş üzerinde iki adet insan yüzü kabartması tespit edildi. Biri yüksek, diğeri alçak kabartma teknikleriyle yapılmış insan yüzleri, bölgede daha önce Göbeklitepe, Karahantepe ve Sayburç yerleşmelerinde bulunan kabartmalardan farklı bir üslup özelliği ile dikkati çekmektedir. Sefertepe'de bu yıl, çift yüzünde insan motifi bulunan bir boncuk da tespit edildi. Siyah renkli bir serpantinden üretilen boncuğun ortasında bir delik yer almaktadır. Bu deliğin her iki tarafında, Göbeklitepe ve Karahantepe’de sıklıkla rastlanılan ifade biçiminde iki farklı insan yüzü işlendiği görülmektedir."

Arkeolojik çalışmalar Taş Tepeler'i tescilledi

Kültürel miras yönetimi kapsamında Göbeklitepe'de yeni bir karşılama merkezi ile Karahantepe'de bir araştırma merkezi ve kazı evinin inşasında son aşamaya gelindiğini belirten Ersoy, araştırma merkezinin ise Taş Tepeler Projesi kapsamında yürütülen arkeometrik çalışmalara ev sahipliği yapabilecek kapasite ve donanımla planlandığını söyledi.

Bakan Ersoy, konuşmasına şöyle devam etti:

"Mevcut bulgular, bölgede Neolitik dönemde yoğun nüfuslu, farklı ölçeklerde yerleşimlerin bulunduğunu ve 1500 yıl boyunca kesintisiz iskanın gerçekleştiğini göstermektedir. Büyük ve küçük yerleşimlerin tümünde konut ve kamusal yapılar ortaya çıkarılmış, konutlarda gömütler, fırınlar ve besin hazırlama alanları tespit edilmiştir. Bunlar, günlük yaşam ile manevi değerlerin iç içe geçtiğini, hane ve toplumsal düzen kavramlarının erken dönemde oluştuğunu ortaya koymaktadır. Bu bulgular, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın 'Aile Yılı' olarak ilan ettiği 2025 yılında, Anadolu'daki aile kurumunun tarihsel derinliğini ortaya koyma ve toplumsal yapının ne denli erken bir dönemde şekillendiğini bilimsel verilerle gösterme imkanı sunduğu için ayrı bir anlam da taşımaktadır. Kapsamlı arkeolojik çalışmalar, bizlere Neolitik insanın yaşamına, sanatına, toplumsal yapısına ve kaynak kullanımına dair ayrıntılı veriler sundu. Önümüzdeki dönemde mikro analizler, arkeometrik çalışmalar, teknoloji ve sembolik buluntulara odaklanan araştırmalar ile doğal çevre, etnoarkeoloji ve koruma faaliyetlerinin daha da güçlendirilmesi hedefleniyor. İnanıyoruz ki bu kapsamlı çalışmalar Taş Tepeler bölgesini dünyanın Neolitik başkenti olarak tescilleyecektir."

Göbeklitepe'nin ziyarete açıldığı günden bu yana 4 milyon kişiyi ağırlayarak onlara insanlık tarihine benzersiz bir yolculuk sunduğunu, bu yıl ise yaklaşık 750 bin ziyaretçiye ulaşmasının bölgenin dünya çapındaki çekim gücünün giderek arttığını gösterdiğini belirten Bakan Ersoy, Göbeklitepe ve Taş Tepeler'in hem Şanlıurfa'nın hem de ülkemizin turizm potansiyelini yükselttiğini söyledi.

Bakan Ersoy, böylesi kapsamlı bir projenin önemli maddi kaynak ve yoğun emek gerektirdiğini vurgulayarak, Taş Tepeler Projesi'nin başarısında emeği geçen herkese teşekkür etti.

Etkinlikte Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Cevahir Asuman Yazmacı, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar ve Karahantepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul da selamlama konuşması yaptı.

Konuşmaların ardından katılımcılar, Taş Tepeler Projesi kapsamında 2025 yılında yapılan kazılarda gün yüzüne çıkarılan ve alanda sergilenen 29 eseri yakından inceledi.

Bakan Ersoy ve katılımcılar daha sonra Karahantepe kazı alanını gezerek, çalışmalarla ilgili kazı başkanı Karul'dan bilgi aldı.