Camilerde sabit oturaklarda namaz uygulaması kaldırıldı!

Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) Din İşleri Yüksek Kurulu'nca, cami ve mescitlerde tabure ve sandalyede ima ile namaz kılanlar için yer ayrılması uygulaması kaldırıldı. Hiçbir şekilde oturamayanlar, katlanabilir tabureler ile safların arasında namaz kılacak.

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Ali Erbaş’ın imzasıyla 81 ilin müftülüğüne gönderilen genelgeyle, cami ve mescitlerde tabure ve sandalye ile namaz kılınması konusunda Din İşleri Yüksek Kurulu’nun yeni kararı bildirildi.

'CAMİ DOKU VE KÜLTÜRÜYLE BAĞDAŞMADI'

Genelgede değişikliğin gerekçesi, "Geçen süre zarfında tabure-sandalye üzerinde namazlarını kılan vatandaşlarımız için cami içinde cemaat ve saf düzeninin dışında ya da gerisinde belirli mekanlar oluşturulması, cami adabına ve cemaat ruhuna uygun olmamıştır. Bu durum bir taraftan cami cemaati arasında birtakım huzursuzluklara ve tartışmalara sebep olurken diğer taraftan da cami içi estetiğe uygun olmayan görüntüler ortaya çıkarmıştır. Özellikle cami içinde sabit oturaklardan müteşekkil müstakil mekanların oluşturulması cami doku ve kültürüyle bağdaşmamıştır. Diğer taraftan ima ile namaz kılma şekli de tartışmalara sebep olmuştur. Bütün bu hususlar dikkate alınarak tabure-sandalye üzerinde ima ile namaz kılınması hususu Din İşleri Yüksek Kurulu'nca tekrar değerlendirilerek yeni bir karar alınmıştır" diye açıklandı.

KİMLER TABUREDE NAMAZ KILABİLECEK?

Genelgede yer alan Din İşleri Yüksek Kurulu’nun yeni kararına göre namazı normal şekli ile ayakta kılmaya gücü yetmeyen kimse namazı oturarak kılacak. Böyle kişiler kendi durumlarına göre namazı diz çökerek veya bağdaş kurarak yahut ayaklarını yana ya da kıbleye doğru uzatarak kılacak. Ayakta durabilen ve yere oturabildiği halde secde edemeyen kimse namaza ayakta başlayacak, rükudan sonra yere oturarak secdeleri ima ile yapacak. Ayakta durabildiği halde oturduktan sonra ayağa kalkamayan kişiler namaza ayakta başlayacak, secdeden sonra namazı oturarak tamamlayacak. Ayakta durmaya ve rükû yapmaya gücü yettiği halde yere oturamayan kimseler ise namaza ayakta başlayıp rükûdan sonra secdeyi tabure ve benzeri bir şey üzerine oturarak ima ile eda edecek.

‘MAZERET VİCDANI RAHATLATACAK BOYUTTA OLMALI’

Ayakta durmaya gücü yetmeyen, yere de oturamayan kimseler namazı tabure, sandalye ve benzeri bir şey üzerine oturarak kılacak, rükû ve secdeleri ima ile yerine getirecek. Din İşleri Yüksek Kurulu kararında mazereti nedeniyle namazı tabure ve sandalye üzerinde kılanlar için ‘vicdan’ vurgusu yapılarak, ‘Namazını tabure, sandalye ve benzeri şeyler üzerinde kılan müminin ileri sürdüğü mazeretlerin kendisini vicdanen rahatlatacak boyutta olması gerektiği, namazı aslî şekline uygun olarak kılmaya engel olmayacak hafif bedeni rahatsızlıkların bu konuda meşru mazeret olarak görülmemesi’ kuralı getirildi.

‘TABURESİNİ ALIP SAFLARIN ARASINA KATILACAK’

Genelgede tabure ve sandalyede ima ile namaz kılanlar için yer ayrılması uygulamasının kaldırıldığı belirtilerek, camilerde kullanılan sabit oturakların kaldırılıp, yerine katlanabilir taburelerin kullanılmaya başlanacağı kaydedildi. Genelgede şöyle denildi:

"Dinî açıdan zorunlu ve meşru bir sebep bulunmadıkça namaz kılmak amacı ile camilerde sıralar halinde sabit oturakların yapılmasının, cami doku ve kültürüyle bağdaşmadığı, bu sebeple hastalık ve özürlülük gibi herhangi bir rahatsızlığı bulunan kimselerin, zorunlu olmadıkça namazlarını sandalyede değil, yere oturarak kılmalarının uygun olduğu hususlarında vatandaşlarımız bilgilendirilecektir. İma ile namaz kılanlar için daha önceki talimat uyarınca yer ayrılması uygulamasından vazgeçilmiştir. Caminin/mescidin içinde sabit oturaklardan müteşekkil müstakil mekanlar oluşturulmayacaktır. Cami ve mescitlerde ima ile namaz kılanlar için hazırlanan sabit oturaklar kaldırılacaktır. Camilerde ihtiyaç olması halinde sadece katlanabilir tabure kullanılabilecektir. Hiçbir şekilde oturması mümkün olmayacak tarzda mazereti olanlar katlanabilir taburesini alıp safların arasına girerek namazlarını kılacaklardır. Cami görevlileri tarafından engelli, yaşlı ve mazeret sahibi olan vatandaşlarımızın namazlarını oturarak veya tabure üzerinde nasıl kılacakları hususu titizlikle anlatılacaktır."

Genelgede ayrıca Din İşleri Yüksek Kurulu'nun konuya ilişkin görüşünün vaaz ve hutbelerde işlenmesi talimatı da verildi.