​BAŞKAN İMAMOĞLU'NDAN MAHKEMENİN "GAR KARARINA" TEPKİ: "KAMU ADINA UTANÇ DUYUYORUM"

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Haydarpaşa ve Sirkeci garları ihalesinin iptali istemiyle açtıkları davanın reddedilmesiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Bu konudaki mücadelelerini sürdüreceklerini belirten İmamoğlu, kamu adına utanç duyduğunu vurguladı. “İstanbul için hiç de hayırlı olmayan kararın, Danıştay’dan döneceğine inanıyorum” diyen İmamoğlu, “Bu sıkıntılı günlerde bunu öncü konu yapıp, bu süreci açıklamalarının da yine kamu adına utanç duyulan, hicap ettiğim bir durum olduğunun altını çiziyorum. Hukuki süreci takibimizi sonuna kadar yapacağız. Asla vazgeçmeyeceğiz. Siz değerli İstanbulluların da vicdanına bu süreci havale ediyorum. Bu tarz davranışların kamuyu çürüttüğünün de altını çizmek istiyorum” dedi.

FLORYA / İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Haydarpaşa ve Sirkeci garları ihalesinin iptali istemiyle açtıkları davanın reddedilmesiyle ilgili açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, açıklamasına, ihale sürecini özetleyerek başladı:
“Bu kadim kentimizin gözbebeği gördüğümüz iki alanıyla ilgili TCDD’nin açtığı kiralama ihalesine biz de İBB olarak katılmıştık. Hatırlarsanız; TCDD, 4 Ekim 2019 günü, Kültür ve Sanat Etkinlikleri’nde kullanılmak üzere, Haydarpaşa ve Sirkeci garlarındaki yaklaşık 29 bin metrekarelik depo alanlarını kiralama amaçlı ihale açmıştı. İBB olarak biz de Kültür A.Ş. dışında Medya A.Ş., Metro İstanbul ve İSBAK A.Ş.’den oluşan ortak girişim grubu olarak, sizler adına ihaleye katıldık. Bu 4 iştirakimiz, çok güçlü iştirakler. Çünkü, hepinizin, hepimizin anıları olan bu tarihi mekanların, İstanbullular tarafından yönetilmesinin şart olduğuna inandık.”

“İHALE, 10 BİN TL SERMAYELİ 3 YILLIK ŞİRKETE VERİLDİ”
“Bu iki tarihi alanın işletme hakkının öncelikle İBB’de olması gerektiğini, mevzuatın ihale açılmadan da iki kamu kurumu arasında, belediyemize böyle bir devir işlemine olanak verdiğini söylemiştim” diyen İmamoğlu, “Ancak TCDD, bütün bu söz ve taleplerime rağmen ihaleye gitti. İBB iştiraki dört büyük şirketimizin de katıldığı ihalede, zarflar açıldı, teklifler değerlendirildi ve ihale, ortak girişim grubumuz ile bir firma, pazarlık aşaması olan ikinci aşamaya çağrılmak üzere, 15 gün sonraya ertelendi. Ama ne ilginçtir ki; ‘saçma’ diyeceğimiz gerekçelerle pazarlık aşamasına, ortak girişim grubumuz çağrılmadı. Bu tarihi alanların kullanımı 10 bin lira sermayeli, sadece 10 bin lira sermayeli üç yıllık bir şirkete verildi. Kim olduğu belli değil” ifadelerini kullandı.

“İSTANBUL’UN HAKKINI DANIŞTAY’DA ARAYACAĞIZ”
Bunun üzerine hukuk mücadelesi başlattıklarını ve konuyu İstanbul halkı adına yargıya taşıdıklarını belirten İmamoğlu, “İstanbul 11. İdare Mahkemesi, dün bu konudaki kararını verdi ve açıkladı. Bizim itirazımızı, ikiye karşı bir oyla reddetti. Çok üzgünüz. Hukuk adına çok üzgünüz. Çünkü söz konusu olan İstanbul’umuz, söz konusu olan tarihi iki mekanın sizin adınıza kullanılması yerine; doğrusu, söylemekten üzülüyorum ama, tümüyle siyasi olduğuna inandığımız niyetlerle ve buraları hakkıyla kullanmayacak birilerine teslim etmektir. Bu karar, içimize sinmemiştir. Ne yazık ki, yargının bugün doğru bir karar vermediğine inanıyoruz. Sizler adına, sizinle birlikte her birimiz; anamız-babamız için hatıralarla dolu iki tarihi alanla ilgili mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Kararı Danıştay’a taşıyarak, İstanbul’un hakkını orada da arayacağız” şeklinde konuştu.

KARARA ŞERH KOYAN HAKİMDEN ALINTI YAPTI
“Haklı gerekçelerimiz var” diyen İmamoğlu, karara şerh koyan mahkeme hakimi Adnan Koray Demirci’den alıntı yaptı:
“Bakın, karara itiraz eden, muhalefet şerhi koyan Hakim, o şerhinde ne diyor? Diyor ki; ‘İhale ilanı ile ihale şartnamesi arasında, konsorsiyumu oluşturan şirketlerin yeterlilik belgesi konusunda çelişki var.’ Biz de bunu söylemiştik. İhale ilanında şirketlerin ayrı ayrı yeterlilik belgesi sunmasına gerek olduğuna dair ibare yoktu çünkü. Devam ediyor Sayın Hakim; ‘Bu çelişkili kurallar rekabeti, eşit muameleyi, güvenilirliği engeller.’ Ve buna kanıt olarak da Danıştay’ın 2009, 2013, 2017 ve daha yeni, geçen yıl verdiği dört ayrı karara atıf da yapıyor. Şerhe, Danıştay’ın, ‘ihalede saydamlığın ve rekabetin engellenmesi’ni ihalenin iptal sebebi saydığını yazıyor. Bakın özetle okuyayım ne diyor Sayın Hakim: ‘İlan ile şartname arasında çelişki nedeniyle, şartnamede meydana gelen muğlaklığın, saydamlık, rekabet, eşitlik, piyasa şartlarını dikkate almavegüvenilirlik ilkeleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği açıktır. İhale ilanı ile şartnamenin hükümleri birbiriyle tutarlı olmadığından, ihale dokümanında muğlaklık bulunmakta. Bu, saydamlık ve rekabet ilkesinin ihlal edilmesi nedenidir. O nedenle; dava konusu işlemlerin tesis edilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığından, iptal yönünde karar verilmesi gerekirdi. Bu nedenle iptal karara katılmam mümkün olmamıştır.’ Hakim Bey’in söyledikleri bunlar.”

“TRAJİKOMİK BİR DURUM”
“İhale komisyonunun, ortak girişim grubumuzu ihalenin sonuç aşamasına çağırmayarak ihale dışı bırakmada, bir gerekçesi daha vardı” diyen İmamoğlu, “Tam anlamı ile komiklikti. Trajikomik bir durumdu. Neydi? Anımsatayım: Efendim, sözleşmeye,’müteselsilen ve müştekeren’ kelimeleri yerine, ‘ortaklaşa ve birlikte’ yazılmış. Bunu ihaleden men gerekçesi yaptılar. O gün söyledim; böyle gerekçe olamaz. Bu, saçma sapan bir şey. Bunun akılla izah edilir bir yanı yoktur. Bakın, ihale komisyonunun bu gerekçesine, itirazımızı reddeden iki hakim de karara itiraz eden hakim de hak vermedi. Ama ne yazık ki, sonuçta mahkemenin kararı ile eski bir İBB Halkla İlişkiler Müdürlüğü çalışanı tarafından üç yıl önce, 10 bin lira sermaye ile kurulan bir şirketin, tarihi garları işletmesinin yolu açılıyor. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Nasıl bir şirket derseniz; ihaleyi almadan bir kaç gün önce 1 milyon liralık sermaye artışı yapan, o günlerde internet sitesi dahi olmayan bir şirket. Ve yine o günlerde yöneticilerinin, ihaleyi yapan TCDD’nin bağlı olduğu bakanla görüştüğü bir şirket” şeklinde konuştu.

“BU TARZ DAVRANIŞLAR KAMUYU ÇÜRÜTÜYOR”
Bu konudaki mücadelelerini sürdüreceklerini vurgulayan İmamoğlu, “Hukuk yolunu kullanmaya devam edeceğiz. Kamu adına utanç duyuyorum. Bu İstanbul için hiç de hayırlı olmayan kararın, Danıştay’dan döneceğine inanıyorum.İstanbul’umuz için birlikte mücadele etmeye, onu daha güzelleştirmeye hep birlikte devam edeceğimizden şüpheniz olmasın. Bu sıkıntılı günlerde bunu öncü konu yapıp, bu süreci açıklamalarının da yine kamu adına utanç duyulan, hicap ettiğim bir durum olduğunun altını çiziyorum. Hukuki süreci takibimizi sonuna kadar yapacağız. Asla vazgeçmeyeceğiz. Sürece dair takipçi olacağız. Ama aynı zamanda, siz değerli İstanbulluların da vicdanına bu süreci havale ediyorum. Bu tarz davranışların kamuyu çürüttüğünün de altını çizmek istiyorum” dedi.