Bakan Şimşek: Manipülasyonla mücadelenin dozunu artıracağız

Bakan Şimşek, manipülasyonla mücadele alanında cezaları artıracaklarını ve düzenleyici çerçeveyi güçlendireceklerini belirterek "Önümüzdeki dönemde manipülasyonla mücadelenin dozunu, kayıt dışılıkla mücadele dozunun da ötesine taşıyacağız" dedi.

Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından bu yıl "etkileşim" temasıyla 9'uncusu düzenlenen ve iş dünyası, finans, sermaye piyasaları ile yatırımcıları buluşturan "Sermaye Piyasaları Kongresi" İstanbul'da başladı.

Kongrenin açılışında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Yüzyılı hedeflerinin arasında "sermaye piyasalarının geliştirmesi ve derinleştirmesi" olduğunu kaydederek, bu çerçevede özellikle düzenleyici çerçevenin sürekli iyileştirilmesini önemsediklerini söyledi.

Teknolojik altyapı noktasında bir eksikliklerinin bulunmadığını dile getiren Şimşek, bazı alanlarda ilave ve düzenleyici çabalarının olacağını, ürün çeşitliliği ve yatırımcı tabanının genişletilmesi alanında atacakları adımlar bulunduğunu anlattı.

Şimşek, dijitalleşme ve yeni ürünler konusunda gelişmelere ayak uydurmaları gerektiğinin altını çizerek, "Kalkınma yatırım bankacılığının geliştirilmesi bu ekosistemin güçlendirmesi açısından önemli bir başlık." diye konuştu.

Türkiye'de maalesef bankacılık ağırlıklı bir finansman modelinin söz konusu olduğunu kaydeden Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"2023 yılı ortasındaki rakamlara göre Türkiye'de maalesef şirketlerimizin finansman ihtiyacının sadece yüzde 12'si sermaye piyasalarından karşılanmış. Yüzde 88'i bankacılık ve finans sektöründen. ABD yüzde 60 sermaye piyasaları ağırlıklı bir finansman modeline dayanıyor. AB yüzde 30'lar civarında. Bankacılık ağırlıklı bir finans modelinden sermaye piyasaları ağırlıklı bir finans modeline geçiş yapmak istiyoruz. Neden? Çok basit. Aslında bu geçiş bizim Türkiye Yüzyılı hedeflerimizi gerçekleştirmemize güçlü bir destek verecek de ondan dolayı. Kaynaklarımızı üretken alanlara, uzun vadeli projelere, yatırımlara yönlendirmemiz gerekiyor. Bunu mevduat vadesi çok sınırlı olan bankacılık sistemi üzerinden yapmamız kolay değil."

"Sermaye piyasalarına ciddi bir yönelim var ve ilgi artıyor"

Bakan Şimşek, kaynakların uzun vadeli olarak lirada tutulup değerlendirilmesini hedeflediklerini, firmalar ve tüm kesimler için kur riskinin yönetimi açısından liraya talebi artırmak istediklerini belirterek, bunun doğal olarak sermaye piyasaları odaklı bir modeli gerektirdiğini vurguladı.

Burada aslında bir miktar mesafe katettiklerini dile getiren Şimşek, şöyle devam etti:

"2025'in ilk 9 ayına bakarsanız toplam finansmanın yüzde 34'üne yakını sermaye piyasalarından elde edilmiş, bankacılık sektörünün payı düşmüş. Bu kısmen belki konjonktüreldir ama yine de trend çok önemlidir. Aslında bizim varmaya çalıştığımız nokta da bunun benzeri ve ötesi. Yani sermaye piyasalarının ağırlıklı olarak Türkiye'de finansman ihtiyacının karşılandığı bir alana dönüşmesi. Dolayısıyla ilerleme var, bu güzel bir gelişme. Bunu devam ettireceğiz."

Şimşek, sermaye piyasalarına ciddi bir yönelim olduğunu ve ilginin arttığını belirterek, "Burada özellikle tahvil ihraçları, kira sertifikası ihraçlarını ben çok önemsiyorum. Bu alanın çok daha güçlü bir şekilde gelişmesi için tabii ki bizim yapacaklarımız var. Fiyat istikrarı en önemli husus. Sağlam bir zeminde bu alana artan ilginin güçlenerek devam etmesi bizim için çok değerli." diye konuştu.

Bakan Şimşek, yenilikçi ve dijital ürünlere yönelik düzenleme ihtiyacının olabileceğini kaydederek, geçen yıl kriptoya ilişkin düzenlemenin önemli bir adım olduğunu söyledi.

Katılım finans araçlarının, yeşil finans ve sürdürülebilir finans ürünlerinin yaygınlaştırılmasının önemine işaret eden Şimşek, kurumsal yönetim ve şeffaflığının artırılmasına ilişkin düzenlemeleri ve kadınların halka açık şirketlerde yönetim kurulunda temsilini çok değerli bulduğunu anlattı.

"Manipülasyonla mücadelenin dozunu artıracağız"

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, manipülasyonla mücadele konusuna değinerek, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu alanda düzenlemeye ihtiyaç olacak. Cezaları çok daha ağır hale getirmemiz gündemimizdeki bir konu. Manipülasyon ile mücadelenin çok boyutu var. Finansal okuryazarlık onlardan bir tanesi. Sermaye Piyasası Kurulumuzu, Başkanımızı (İbrahim Gönül) ve ekibini tebrik ediyorum. Bu konuda geçen yıl önemli bir platformun lansmanını yaptık. Manipülasyonla mücadelede tabii ki finansal okuryazarlık esastır fakat yine de bizim cezaları artırma yönünde ve düzenleyici çerçeveyi güçlendirme noktasında bir ilave çabamız olacak. Eğer manipülasyonla güçlü mücadele edemezsek bu alana olan güven zayıf kalır. Onun için bu bizim olmazsa olmazımızdır. Özellikle bazı fonlar üzerinden manipülasyonların yapıldığını biliyoruz. O alanda da bir düzenleme eksikliği olduğunu biliyoruz. Bu eksiklikleri gidereceğiz ve önümüzdeki dönemde manipülasyonla mücadelenin dozunu, kayıt dışılıkla mücadele dozunun da ötesine taşıyacağız. Bu kongredeki belki de duymak istediğiniz, benim de iletmek istediğim en önemli mesaj bu."

"Dezenflasyonla birlikte piyasalar tekrar derinleşecek"

Bakan Şimşek, sermaye piyasalarında yatırımcı tabanının geliştiğini görmenin sevindirici olduğunu belirterek, hem fonların büyüklüğünün hem borsada işlem gören şirket sayısındaki artışın hem de yatırımcı sayısının ekosistemdeki pozitif enerjiyi gösterdiğini söyledi.

Bunlara rağmen hisselerin sadece 51 gün tutuluyor olmasının ayrı bir problem olduğunu vurgulayan Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu konular hakikaten üzerinde çalışmamızla sonuç alacağımız, sadece regülatörlerin, düzenleyici kuruluşların, kamunun yapabileceği bir iş değil. Bütün sermaye piyasalarının, ekosistemin birlikte başaracağı bir konu. Dolayısıyla yabancı yatırımcının gelmesini, eski seviyelere gelmesini istiyoruz. Bunun için de yapacağımız birtakım düzenlemelerle sisteme olan güvenin güçlendirilmesi, ekosistemin iyi işlemesi, en önemlisi de dezenflasyon programının başarıya ulaşması gerekiyor. 2023'ten bu yana ilgi arttı, doğru bir trendde ve doğru yoldayız. Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi bizler için en önemli hedeflerin başında geliyor."

Şimşek, geçmiş yıllarda Borsa İstanbul'da ilginin arttığı dönemlere ilişkin örnekler vererek, 3 yıllık hareketli ortalamalara bakıldığında son dönemde piyasalarda derinliğin arttığını söyledi.

Bakan Şimşek, "Dezenflasyonla birlikte tekrar piyasalar derinleşecek ve Borsa İstanbul'un piyasa değerinin GSYH'ye oranı kendisine benzer ülkelerle yarışacak noktaya gelecek. Yani bugün üç yıllık hareketli ortalamalara bakarsanız yüzde 32 civarı ama 2024 sonu itibarıyla yüzde 29 civarı. Bunun mutlaka dünya ortalamalarına varması biraz zaman alır ama bunun ikiye katlanması oldukça gerçekçi, makul bir hedef olarak görülebilir." şeklinde konuştu

"Borsa bir oyun alanı değildir"

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, halka arzlarda sermaye piyasası kurulundan tek beklentilerinin olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:

"Kural bazlı gitmemiz lazım. Sürecin şeffaf, kurala dayalı olması lazım. Bu yönde de önemli adımlar atıldığını biliyorum. Halka arzların da önümüzdeki dönemde tekrar güçlü şekilde başlaması da önemli bir husus. Kurumsal yönetişim ve şeffaflığa değindim. Bu alanda hepimize önemli sorumluluklar düşüyor. Manipülasyonla mücadele konusunu zaten konuştuk. Finansal okuryazarlık en kritik bileşenlerin başında geliyor. Bence uzun vadeli bakış açısının eksik olmasının da temelinde bu var. Yoksa mevduatın vade olarak pay sahipliği süresi başka türlü anlatılamaz."

Şimşek, borsanın bir oyun alanı olmadığına vurgu yaparak, "Uzun vadeli bir perspektifle gerçek bir ortaklığın tesis edilmesi esastır. Gerçek bir pay sahipliği, gerçek bir ortaklık... Dolayısıyla bütün bu konularda sektörümüzle hemfikiriz. Sektörümüzün beklentileriyle bizim vizyonumuz tam da örtüşüyor. Önümüzdeki dönemde sektörümüzle ve sektörün bütün ekosisteminin bileşenleriyle birlikte çalışacağız ve bunları başaracağız." dedi.

"Fiyat istikrarı bizim en büyük önceliğimizdir"

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Şimşek, dezenflasyon programına ilişkin detaylar vererek, şu açıklamalarda bulundu:

"Fiyat istikrarı bizim en büyük önceliğimizdir ve burada ilerleme var. Mali disiplin aslında sermaye piyasalarının gelişmesi açısından da çok önemlidir. Fiyat istikrarı olmazsa olmaz ama mali disiplin de ciddi katkıda bulunacak bir birleşendir. Sürdürülebilir cari açık da makro finansal istikrar açısından çok değerlidir. Dolayısıyla bizim temel önceliklerimiz bunlar. Bu önceliklerde ilerleme sağladık. Bu ilerlemenin kalıcı hale gelmesi için de yapısal dönüşüm esas gündemimizdir."

Şimşek, bu konuda gelecek yıl daha çok ilerleme görüleceğini kaydederek, "Nihai hedefimiz sürdürülebilir yüksek büyüme ve kapsayıcı büyüme, yani daha adil gelir dağılımıdır." diye konuştu.

"Programın üçüncü evresine gelecek yıl geçeceğiz"

Bakan Şimşek, dezenflasyon programını üç evreli düşündüklerini, şu anda ikinci evrede olduklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yani makroekonomik dengesizliklerin azaldığı, dezenflasyon sürecinin devam ettiği, mali disiplinin tesis edildiği, sürdürülebilir cari dengenin yakalandığı, KKM'den çıkışın tamamlandığı, finansal sistemin ve ekonominin dış ve iç şoklara karşı dayanıklılığının arttığı bir dönemdeyiz. Bu dönemi üçüncü evre takip edecek. Üçüncü evrede de artık fiyat istikrarının sağlandığı ve yapısal dönüşümün başarıldığı dönem olacak. Yani kurala dayalı, kazanımların pekiştiği, tek haneli enflasyonun olduğu, bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının kalıcı bir şekilde yüzde 3'ün altına indiği, cari açığın kalıcı bir şekilde milli gelire oran olarak yüzde 1'in altına indiği, verimlilik ve rekabet gücü odaklı reformların hayata geçtiği evre. Bu evreye de gelecek sene geçmiş olacağız."

Şimşek, programın gerçekten sonuç verdiğini kaydederek, "Bakın enflasyonda bir düşüş var. Kim ne derse desin, 1-2 aylık yavaşlama bunlar normaldir. Hiçbir zaman lineer gitmiyor. Gerçek hayatta iniş çıkışlar oluyor. Önemli olan trendin kalıcı olarak ne yöne gittiğidir." şeklinde konuştu.

Enflasyonda kuraklık ve zirai don kaynaklı geçici bir şok yaşandığını anlatan Şimşek, şu anda gıda enflasyonunun 20 yıllık ortalamanın çok üzerinde seyrettiğini söyledi.

Şimşek, "Bu sene enflasyon niye 20'li rakamlar değil de 30 civarında bir rakamda kalacak diye sorarsanız önemli faktörlerden bir tanesi yaşadığımız kuraklık ve zirai don kaynaklı gıda enflasyon şoku diyebiliriz." açıklamasında bulundu.

"Çerçeve çok güçlü bir şekilde dezenflasyonisttir"

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, para ve maliye politikasında sıkı duruşun devam ettiğini belirterek, gelirler politikasının destekleyici olmaya devam edeceğini, hedeflenen enflasyonla uyumlu yönetilen ve yönlendirilen fiyat düzenlemelerine gideceklerini anlattı.

Negatif çıktı açığının 2028'e kadar süreceğini dile getiren Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Arz yönlü tedbirlerimiz peyderpey fark yaratacak. Mesela deprem bölgesinde konut açığının gideriliyor olması önemlidir. Şimdi 500 bin sosyal konutun devreye alınacak olması önemli arz yönlü bir katkıdır. Neden? Çünkü kira enflasyonu şu anda manşet enflasyonun iki katından daha hızla gidiyor da ondan dolayı. Dolayısıyla önemli olan burada, dezenflasyonu destekleyici bir politika çerçevesi var mı yok mu meselesi. Yoksa 1-2 aylık perspektif konusu değil. Biz 1-2 aylık iyi gidişatı da büyütmeyiz, 1-2 aylık yavaş gidişatı da çok büyütmeyiz. Bizim için önemli olan çerçevedir ve çerçeve çok güçlü bir şekilde dezenflasyonisttir."

Şimşek, depreme ve diğer olumsuz gelişmelere rağmen bütçe açığının düşürüldüğünü kaydederek, "Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki AK Parti hükümetlerinin bence en büyük başarısı uzun vadede bütçe açığının milli geliri oranını yüzde 3'ün altında, ortalama yüzde 2,4'te tutmuş olmasıdır. Türkiye'deki kazanımların arka planında en önemli faktörlerden bir tanesi budur. Şimdi tekrar bütçe açığını deprem dahil kalıcı bir şekilde yüzde 3 ve altına çekeceğiz." şeklinde konuştu.

Kamu harcamalarında yaşanan disiplinden bahseden Şimşek, "Harcama disiplini devam edecek ve bu konuda uygulamalarımıza başarılı bir şekilde devam edeceğiz. Kayıt dışı ekonomi ile mücadele sonuç veriyor. Muazzam bir ilerleme var. Bu da devam edecek." dedi.

"Özel sektöre daha çok kaynak bırakacağız"

Bakan Şimşek, gelecek dönemde faiz dışı fazlaya geçerek iç borç çevirme oranlarını çok güçlü bir şekilde aşağı çekeceklerinin altını çizerek, sözlerine şöyle devam etti:

"Bunun sayesinde özel sektöre daha çok kaynak bırakacağız. Yani özel sektörün dışlanma etkisi yerine özel sektöre daha çok kaynağın aktarıldığı bir dönem. İşte burada sermaye piyasalarına büyük sorumluluk düşecek. Sermaye piyasalarının daha da derinleşmesinin önemli koşullarından bir tanesi de budur. Hazinenin borçlanma ihtiyacının azaltılması, aşağı çekilmesi aslında dezenflasyonla birlikte sermaye piyasalarının önünü açacak. Bu da aslında bugünkü önemli ikinci mesajımız. Dolayısıyla biz daha sağlam bir zeminde, sağlam temeller üzerinde sermaye piyasalarımızın derinleşmesini, gelişmesini sağlayacağız. Kamu maliyesi alanında üç tane reform çalışmamız var. Çalışmalar tamamlandı, grubumuza verdik."

Reformlara ilişkin detaylar paylaşan Şimşek, bu gelişmelerin reel sektöre ve sermaye piyasalarına sağlayacağı katkıları anlattı.

"Cari açıktaki iyileşme devam edecek"

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, cari açıkta ciddi bir iyileşme olduğunu belirterek, tasarruf amaçlı alınan altının ayrılması halinde iyileşmenin çok net görülebildiğini, altın haricinde cari fazla verdiklerini anlattı.

Cari açıktaki iyileşmenin devam edeceğinin altını çizen Şimşek, şu açıklamalarda bulundu:

"İthal ağırlıklı fosil yakıtlara bağımlılığı azaltıyoruz. Bu da bizim cari açığımızı iyileştiriyor. Hizmet ihracatını önceliklendirdik ve güçlü bir seyir içerisinde devam ediyor. Etrafımızdaki savaşlar sona ererse Türkiye'nin hizmet ihracatında büyük bir patlama olacak. Sanayi politikalarıyla katma değer zincirinde yukarı çıkıyoruz. Yurt içi petrol ve doğal gaz üretiminde de artış var. Bütün bunlar cari açıktaki iyileşmenin konjonktürel, geçici olmadığını, nispeten kalıcı bir yapıya doğru gittiğini gösteriyor. Tabii ki biz burada durmayacağız, yapısal dönüşümle birlikte bunu daha kalıcı bir zeminde götüreceğiz."

Şimşek, program sayesinde rezerv yeterliliğini sağladıklarını, koşullu yükümlülükleri azalttıklarını, risk priminin ciddi şekilde düştüğünü kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

"Biz bu programı sabırla ve kararlılıkla uygulayacağız. Bakın altını çizmek istiyorum sabır ve kararlılıkla. Kredi notumuzda önemli artışlar oldu. Yapısal dönüşüm ve dezenflasyonla birlikte tekrar not artışları gündeme gelecek. Dolayısıyla Türkiye, tekrar yatırım yapılabilir ülke statüsüne, kredi notu anlamında söylüyorum, tekrar gelmiş olacak."

"Sermaye piyasalarının derinleşmesi olmazsa olmazımızdır"

Bakan Şimşek, Türkiye Yüzyılı hedeflerinin gerçekleştirilmesi için sermaye piyasalarının derinleşmesinin olmazsa olmaz olduğuna vurgu yaparak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Biz bu konuda da kararlıyız. Ne kayıt dışılıkla mücadele konusunda ne diğer konularda bunun gürültüsünü yapmıyoruz. Oturup çalışıp esas sonuç almaya çalışıyoruz. Nitekim sermaye piyasalarına yönelimin bu kadar güçlü bir şekilde artmış olması, yani belki bir nokta olarak görebilirsiniz ama bu yılın ilk 9 ayında firmalarımızın sermaye ihtiyaçlarının yüzde 30'undan fazlasını sermaye piyasalarından edinmiş olması bence çok değerlidir. Yüzde 10'lardan yüzde 30'lar... İşte bu seviyeleri koruyup artıracağız. Bizim hedefimiz, kıt kaynaklarımızı üretken alanlara aktarmaktır. Türkiye ancak bu şekilde gelişir, ancak bu şekilde kalkınacak."