Bakan Koca, Kovid-19 aşısına ilişkin yol haritasını açıkladı

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Bir inaktif virüs aşısının temini için sözleşme imzalamış durumdayız. Bir mRNA aşısı için de görüşmelerimiz devam ediyor." dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile ilgili sözleşme yapılan aşının ilk kısmının Türkiye'ye 11 Aralık'tan sonra gelmesinin beklendiğini, ilk aşamada sağlık çalışanları, 65 yaş üstü ile yaşlı, engelli ve korumaevlerinde kalanlar ve kalabalık yerlerde yaşayanların aşılanacağını bildirdi. 

Bakan Koca, Bakanlık Bilkent Yerleşkesi'nde video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen toplantı sonrasında yazılı açıklama yaptı. 

Türkiye'de seçkin bilim insanlarından oluşan Bilim Kurulu üyelerinin hiçbir karşılık beklemeksizin yoğun çalışmalarının bu sürecin yönetilmesinde önemli katkı sağladığını belirten Koca, kurulun düzenli olarak toplandığını, bilimsel gelişmeleri ve ortaya çıkan yeni durumları değerlendirdiğini, bilim insanlarının korunma, tanı, takip ve tedavi konularında görüşlerini paylaştığını, rehberler, kılavuzlar ve algoritmalar hazırlayarak mücadeleye yol gösterdiğini aktardı. 

Koca, Türkiye'nin de içinde olduğu birçok ülkenin aşı geliştirme çalışmaları için tüm bilimsel birikim ve maddi kaynaklarını seferber ettiğini, salgına karşı daha etkili bir korunma sağlayabilmek için çaba gösterdiğini vurguladı. 

"Aşılar geldiğinde Halk Sağlığı ve TİTCK Laboratuvarları tarafından inceleme yapılacak" 

Daha önce kamuoyu ile paylaşıldığı gibi farklı aşı çalışmalarını yakından takip ettiklerini, olabilecek en erken dönemde, etkili ve güvenli olduğu kanıtlanmış aşılara ulaşmak için çalışmaları sürdürdüklerini belirten Koca, "Bir inaktif virüs aşısının temini için sözleşme imzalamış durumdayız. Bir mRNA aşısı için de görüşmelerimiz devam ediyor." ifadesini kullandı. 

Koca, önümüzdeki günlerde uygulamaya başlanacak aşılar ile salgına karşı korunmada daha fazla güçlenileceğini ve diğer tedbirlerle başarılı sonuçlar almanın mümkün olacağına işaret ederek, şu değerlendirmelere yer verdi:

"Aşılar konusunda bilimsel gerçeklikten uzak tartışmalar, kazanmayı umduğumuz mücadelede gücümüzün kırılmasından başka fayda sağlamamaktadır. Gerek bilim insanlarımız, gerek Bakanlığımız aşının menşei ile değil, güvenliliği ve etkililiği ile ilgilenmektedir. Bu nedenle aşılar konusunda verilecek kararları ve atılacak somut adımları, geliştirilen aşıların kısa ve uzun dönem güvenliliği ile etkililiği belirleyecektir." 

Sağlık Bakanı Koca, şu anda teminine en yakın olunan üç aşıdan birisi olan, sözleşme imzaladıkları aşı ile Türkiye'de geliştirilen aşılardan ilk klinik çalışmalara ulaşan aşının "inaktif" diye bilinen aşılar olduğunu belirterek, "İnaktif aşılar, farklı hastalıklar için uzun yıllardır ülkemizde uygulanmakta olan ve uzun dönem güvenlilikleri bilinen aşılardır. Aşıların temini sonrasında uygulanmasına yönelik olarak lojistik imkanlarımız ve altyapımız hazır durumdadır." ifadelerini kullandı. 

Temin etmek üzere oldukları diğer aşının ise mRNA aşısı olduğunu bildiren Koca, bu aşının genetik yoldan etki eden ve daha kısa sürede üretilebilen bir aşı olduğu kaydetti. 

Koca, mRNA aşılarının insanlarda yeni uygulanan bir teknoloji ile hazırlandığına dikkati çekerek, çalışmalarda kısa dönem başarılı sonuçlar alındığını, Türkiye'nin standartlarına uygun olabilecek diğer alternatif aşılar için de görüşmelerin devam ettiğini ifade etti. 

Bakan Koca, şunları kaydetti:

"Sözleşme yaptığımız aşının ilk kısmının Türkiye'ye 11 Aralık'tan sonra gelmesi beklenmektedir. Aşılar geldiğinde öncelikle uluslararası akredite Halk Sağlığı ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) Laboratuvarları tarafından, ülkemize ithal edilen tüm aşılarda da uygulanmakta olan incelemeler yapılacaktır. Bu incelemelerde aşının güvenlilik testlerinin olumlu çıkması ve sonuçlanmakta olan Faz 3 çalışmalarının erken sonuçlarının açıklanmasını takiben veriler, TİTCK tarafından değerlendirilecek ve ülkemiz standartlarına uygun bulunduğu takdirde erken kullanım izni verilecektir. Aşıların uygulanmasına bu aşamadan sonra geçilecektir."

Ülke olarak önceden hazırlıklı olmanın gayreti içinde olduklarını vurgulayan Koca, Bilim Kurulunun aşılama stratejisi üzerindeki çalışmaları yürüttüğünü, riskli grupların tespiti ve önceliklendirilmesi, yoğun hasta yükü altında tüm enerjisini harcamakta olan sağlık personelinin aşılama kampanyasında yeniden organizasyonu, lojistik yönetimi dahil detaylı bir planlama yapıldığını aktardı. 

Koca, aşı dağıtım planlamasında DSÖ tarafından dikkat çekilen insan hakları, eşitlik, adalet ve meşruiyet çerçevesinde bir dağıtım çerçevesinin oluşturulmasına çalışıldığını ifade ederek, bu çerçevenin temelini oluşturan etik ilkeler arasında maksimum fayda sağlanması, sağlık eşitsizliklerinin azaltılması, aşının adil, şeffaf ve kanıta dayalı dağıtılmasının sağlanmasının bulunduğunu vurguladı. 

"Aşılama çalışmaları dört aşamada yürütülecek" 

Bilim Kurulunca çeşitli nüfus grupları arasında enfeksiyon kapma, ölüm oranı, olumsuz toplumsal etki riski gibi unsurlarının göz önüne alınarak genel önceliklerin belirlendiğini ifade eden Koca, şu bilgileri paylaştı:

"Bu önceliklere göre aşılama çalışmalarının dört aşamada yürütülmesi planlanmaktadır. İlk aşamada sağlık çalışanları, 65 yaş üstü vatandaşlarımız ile yaşlı, engelli, koruma evlerinde kalanlar gibi toplu ve kalabalık yerlerde yaşayan yetişkinler aşılanacaktır. 

İkinci aşamada, toplumun işleyişi için gerekli sektörlerde ve yüksek riskli ortamlarda bulunan ve kritik işlerde çalışan kişiler ile 50 yaş ve üzeri en az bir kronik hastalığı bulunan kişiler aşılanacaktır. 

Üçüncü aşama, 50 yaş altı en az bir kronik hastalığı bulunan vatandaşları, genç yetişkinleri, ilk iki grupta yer almayan sektör ve mesleklerde çalışanları kapsamaktadır. Dördüncü ve son aşamada ise ilk üç grubun dışında kalan tüm bireyler aşılanacaktır.

Gelişmeler beklediğimiz yönde olumlu seyrederse Türkiye, dünyada aşılama çalışmalarına erken dönemde başlayan ilk ülkelerden biri olacaktır ancak aşının mücadele gücümüzü artıracağını; kısıtlamalara ve mevcut tedbirlere hassasiyetle uymamız, en küçük bir ihmale fırsat vermememiz gerektiğini hatırlatmak isteriz. Normal hayatımıza dönebilmenin anahtarı ülke olarak birlikte davranmamıza, bütün tedbirleri hep birlikte titizlikle uygulamamıza bağlıdır."