Akademik başarının önündeki 6 engel!

Çocukların akademik başarısı, hayat kalitesinde büyük rol oynaması sebebi ile hemen hemen her aile için büyük önem taşıyor. Ancak çocukların hepsi, okul sıralarında başarılı olamayabiliyor. Akademik başarısızlığın en önemli sebepleri arasında dikkat eksikliğinin bulunduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, çocukların başarısına engel olan durumlar hakkında aileleri uyarıyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Çocuk - Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, çocuklarda akademik başarıyı olumsuz etkileyen durumlar hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.

 

Çocuğunuzu bu süreçte “hırpalamadan” destekleyin

 

“Akademik başarı çocukların gelecek yaşamlarının kalitesini belirlediği için günümüz toplumunda oldukça önemli bir yere sahiptir. Ancak çocuklarımızın hepsi akademik açıdan başarılı olamayabilirler” diyen Doç. Dr. Emel Sarı Gökten,

 

“Bu durumlarda akademik başarıyı elimizden geldiğince ve çocuğu hırpalamadan desteklemeli; ancak bunun yanında çocuğun yetenekli ve güçlü olduğu alanlarda gelişmesi için daha fazla destek olmalıyız. Böylece çocuk hem örselenmemiş olacak, kendine olan güveni gelişecek hem de ileride yaşam kalitesini olumlu etkileyecek bir işe ve hobilere sahip olacaktır” şeklinde konuştu.

 

Çocukların akademik başarısını etkileyen durumlar neler?

 

Çocukların akademik başarısını etkileyen birçok neden olabileceğini kaydeden Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, başarıyı etkileyen durumları şöyle sıraladı:

 

“Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu: İlk bakışta aileler ‘Benim çocuğum o kadar fazla hareketli değil, ama dikkati çok dağılıyor’ gibi bir tepki verebilir. Burada akılda tutulması gereken nokta bu teşhisi alan çocukların hepsinin çok hareketli olmasının gerekmediğidir. Birçok dikkati dağınık çocuk, aşırı hareketli değildir, hareketlilik yerine çok konuşmasından yakınılan çok çocuk vardır. Örneğin; ders sırasında konuşur, öğretmenleri tarafından defalarca uyarılmasına rağmen bu konuda kendini dinginlemekte güçlük çeken çocuklardır bunlar.Akademik başarısızlığın en önemli sebepleri arasında dikkat eksikliği gelir. Genellikle bu çocukların aileleri, ‘Algısının açık olduğunu düşünüyoruz ancak kendini derse ya da okumaya veremiyor’ derler. Ancak dikkat eksikliği aslında önüne geçilebilen çocuğun akademik başarısının iyi bir noktada tutulabildiği bir sorundur, yani tedavisi vardır ve çocuk daha iyi bir akademik başarı seviyesine çıkabilir. Dikkat eksikliği tedavisinde ilk sıra tedavi seçeneği ilaçlardır. İlaçlar halk arasında söylendiği gibi korkulacak ya da çocuğa zarar veren maddeler değildir. Her ilaç gibi yan etkileri olmakla birlikte bir uzman tarafından başlandığı ve düzenli aralıklarla takip edildiği sürece korkmaya gerek yoktur.

 

Özgül Öğrenme Bozukluğu: Bazı çocuklar zekâ olarak normal ya da normalin üstünde olmalarına rağmen okul başarıları aileyi hayal kırıklığına uğratır. Çünkü büyütürken akranlarına göre belirgin bir farklılık görmedikleri çocukları okula başlayınca harfleri öğrenmeleri, okumayı sökmeleri ve akıcı okumaya başlamaları hep akranlarına göre daha geç ve zorlukla olur. Bu çocuklar bazı harfleri karıştırırlar, ters yazarlar, okurken kelimeleri eksik ya da hatalı okurlar. Birçoğunun basit aritmetik işlemleri öğrenmede zorlukları olur. Disleksi, disgrafi ve diskalkuli gibi alt kategorileri olan bu durum çocuğun akademik başarısını genellikle olumsuz yönde etkiler. Bu çocukların okul eğitimine ek olarak birebir, zayıf oldukları alanlara yönelik özel eğitimler almaları gerekir.

 

Zekâ gerilikleri: Akademik başarısızlığın önemli bir nedeni de zekâ gerilikleridir. Zekâ geriliği olan çocuklar yaşamlarının ilk yıllarından itibaren birçok gelişimsel aşamada gecikme gösteren çocuklardır. Emekleme ve yürüme gibi motor fonksiyonlarda ve konuşmaya başlama, öğrenme gibi bilişsel alanlarda önemli kilometre taşlarını aşarken zorluklar yaşarlar. Anne ve babalar genellikle çocuklarının ilk yaşlarından itibaren belli alanlarda akranlarından geride olduklarını fark ederler. Okul döneminde bu çocukların mutlaka özel eğitimle desteklenmeleri gerekir. Hatta birçok aile henüz okula başlamadan önce problemi fark ettikleri için özel eğitim çok daha erken yaşlarda başlar.

 

Kaygı bozuklukları: Bazı çocuklar normal bir öğrenme hızı ve özelliğine sahip olmalarına rağmen duygusal olarak çok kaygılanmaya meyillidirler. Hatta bazen bu durum o kadar çok artar ki çocuk kaygıyı kontrol edememeye başlar. Bu durumda çocuğun okul başarısı olumsuz etkilenir. Kaygılı çocuk derslerine konsantre olmakta zorlanır, her an kötü bir şey olacakmış hissi içerisindedir. Kaygılı durum uyku kalitesi bozar, uykuya dalmakta zorlanabilir. Yeterince kaliteli uyumayan çocuğun gündüz okuldaki işlevselliği de olumsuz etkilenir. Kaygı bozukluğu bir psikiyatrik hastalıktır ve mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Uygun şekilde tedavi edilen çocukların kaygıları yatışır ve akademik işlevsellikleri artar.

 

Takıntı bozukluğu: Takıntı bozukluğu daha çok erişkinlerin hastalığı olarak bilinmesine rağmen çocukluk yaşlarında da görülür. Çocuk istemediği halde aklına gelen, onu rahatsız eden düşünce ve düşlemlerle uğraşır durur. Bu düşünce ve düşlemlerden kurtulmak için kendine has yöntemler bulur, daha çok kontrol etme, anlamsız sayı sayma, aklından bir kelimeyi beş kez tekrar etme gibi. Ama bu yöntemler problemi çözmez aksine hastalığı daha da artırır. Takıntı bozukluğu yaşayan çocukların büyük kısmı akademik başarıda düşme yaşar. Akademik başarının zedelenmemesi ve çocuğun sağlıklı, işlevsel haline dönebilmesi için mutlaka hastalığın tedavi edilmesi gerekir.”

Çocuğunuzun fiziksel bir sağlık sorunu olup olmadığına dikkat edin

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Çocuk - Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu saydığımız nedenler akademik başarıda düşüklüğe neden olan psikiyatrik durumlardır. Ancak bütün bu nedenlerden önce çocukların başarısızlığına neden olabilecek bir göz kusuru, duyma sorunu ya da başka organik bir problem olup olmadığının göz önünde bulundurulması gerekir. Organik açıdan sağlıklı olan çocuğun akademik başarısı düşükse o halde yukarıda saydığımız nedenleri gözden geçirmemiz gerekir.”