Reklam
  • Reklam
ABD Gerçekten Çıkmaz Sokakta
Dr.Haktan Birsel

Dr.Haktan Birsel

ABD Gerçekten Çıkmaz Sokakta

17 Mayıs 2017 - 10:16 - Güncelleme: 17 Mayıs 2017 - 10:18

16 Mayıs günü ilginç bir şekilde herkesin beklediği görüşme akşam saatlerinde gerçekleşti. Ben daha çok basın toplantısında hala etkili bir yönetim kuramamış olan ABD Başkanı D. Trump’ın ne söyleyeceğini merak ediyordum. Çünkü son bir yıl içinde ortaya çıkan gerilim ve son bir ay içinde YPG gibi her bakımdan terör örgütü olma özelliği kanıtlanmış, tabiri caiz ise bölgenin El Nusra cephesinden sonra gelen serseri mayınına nasıl kullanacağını bile doğru düzgün bilmediği milyon dolarlık oyuncakları vermiş bir ABD’nin yeni Başkanının açıklamalarını merak ediyordum.

Ama inanın sözler beni çok şaşırttı. Neden?

Şaşırmamak zaten elde değil. 1990 yılından sonra değişen dünya konjonktürü içinde bula bula Soğuk Savaş döneminin yeni yeni başladığı 1950 yılında Türkiye’nin Kore savaşında gösterdiği kahramanlık ve Batı müttefikliğinden bahsetmesi, açık bir şekilde çıkmaz sokağa girildiğinin ve buradan çıkacak yol bulamıyorum demenin başka bir ifadesi sanırım.

Gelelim güncele. ABD’li petrol devleri tarafından petrol sistemine hizmet etmesi için seçilmesi sağlanan Bush’lar, onlardan bekleneni yapmışlardı. Mobil, Exxon (şimdilerde ikisi de birleşmiş durumdadır) gibi devasa bütçelerle hareket eden şirketler, Soğuk Savaş sonrasında Orta Doğu Petrollerini (Kuveyt, Irak ve Suudi Arabistan) ve Hazar enerji havzasını tek başlarına kontrol etmek için kolları sıvamışlar ve büyük yatırımlar yapmışlardı. Ancak ilk önce RF devreye girdi ve sonra da Çin bizzat boru hatları yatırımlarını hiçbir ortağa gerek duymadan üstlendi ve sonuçta pasta bölündü.

Irak’ın işgalinden sonra Kerkük petrolleri eski Yumurtalık hattının işletime açılmasıyla yeniden devreye sokuldu ve önce Irak’ta ABD destekli Şii El Maliki baskıları, Suriye iç savaşı ve ardından da her iki ülke topraklarında DAEŞ işgali, dünyanın en ucuz, en yoğun ve en kaliteli petrolü olan Kerkük rezervlerinin devre dışı kalmasına sebep oldu. Aksi gibi bu petrollerin dünya piyasalarına ulaştırılmasında mevcut hattın kullanılması Türkiye’ye Irak ve ABD’den daha fazla avantaj getirdi. Dolayısıyla petrol şirketleri elde etmeyi hedefledikleri kar yine bölündü.

İşte yukardaki sebep günümüzde ABD’nin ısrarla ve her şeye rağmen YPG’yi desteklemesinin ana sebebini oluşturuyor sanırım. ABD ciddi ve artık açık bir şekilde Suriye’nin Kuzeyinde kendisinin kontrol ettiği bir Suriye Kürt oluşumu istiyor ve özellikle de bu bölgenin Akdeniz’e çıkışı olmasına gayret ediyor. Ancak çok kritik iki problem var ve bu problemleri aşma şansı yok! Tabiiki savaşı göze almıyorsa! Bunlardan birincisi Türkiye askeriyle, sivil unsurlarıyla güçlü ve etkili bir şekilde bölgede. İkincisi ise ABD’nin hayal ettiği coğrafi koridoru tamamen ikiye bölmüş durumda.

Önceki yazımda da belirttiğim gibi bu durum Türkiye için askerleri ve diğer ekipmanlarıyla fiilen bölgede olduktan sonra bölgede her türlü konjonktürü değiştirebilecek kabiliyete ulaşmış anlamına geliyor. Özellikle PYD tarafından sözde Akdeniz kıyılarına bakan Afrin bölgesi çok kritik ve yakın zamanda PYD’den temizlenecek küçük bir alan gibi duruyor. Dediğim gibi bölgenin içinde olursanız şartlar ve fırsatlar çok kolay değişir. Bölgede yerel unsurlar olarak hazır bekleyen Suriye Türkmenleri var. Sadece onlar bile Afrin’in harita rengini değiştirmeye yetecek bir güç olarak elde tutuluyor.

ABD bu durumun elbette ki fazlasıyla farkında ve bu nedenle ısrarla PYD ile işbirliği yapmaya devam ediyor ve gerçekten de hem NATO ve hem de Batı kanadının en güçlü müttefikini arkasından bıçaklamaktan çekinmiyor. Fakat küçücük bir Suriye coğrafyasında dünyanın en önemli kıtasal, küresel ve bölgesel güçlerinin birleştiği ve birbirleriyle neredeyse restleşme noktasını aştıkları günümüzde Suriye ve Irak’ın DAEŞ tehdidinden temizlenerek buralarda istikrarlı bir yönetim ve güvenlik yapıları oluşturulması hedefleri tam anlamıyla hayal olmaya başlıyor. Bölge için eskiden “Hayalet Devletler” denilirken yakın bir zaman sonra burada ortaya çıkacak olan sefalet ve bundan beslenen terör sarmalı nedeniyle yeni bir isim bulmak zorunda kalacaklar.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar