Reklam
  • Reklam
ÖĞRENCİ DİYALOGLARI
Beril Yaşar

Beril Yaşar

ÖĞRENCİ DİYALOGLARI

28 Eylül 2018 - 01:02 - Güncelleme: 28 Eylül 2018 - 07:13

ÖĞRENCİ DİYALOGLARI

- Mesela hep goruyorum siniftan arkadaslarim çalışmaya başlamış instagramdan paylaşıyorlar , ben iş bulamadım ,başvurduğum yerlerden de aramadılar ,kendimi beceriksiz  hissediyorum..

- Yazanın kim olduğu belli değil geçen gün internetten gördüm ve öğrencime yanıtımı bire bir yazıyorum; Kimi 25 yaşında CEO olup 50 yaşında ölürken, kimi 50 yaşında CEO olur 90’ını görür.

Kimi evlenirken kimi bekar kalır. 

Obama 55 yaşında emekli oldu, Trump 70 yaşında göreve başladı. 

Bu dünyadaki herkes “kendi zamanına” göre yaşar.

Etrafındaki bazı insanlar senden bir adım ileride gözükebilir, bazıları ise senden geride gözükebilir. 

Ancak herkes kendi yarışında..kendi zamanında...

Onlara kıskançlık da besleme taklit de etme.

Onlar kendi zamanında, sen kendi zamanında yaşayacaksın..

Hayat harekete geçmek için doğru zamanı beklemektir.

İyisi mi sakin ol.

Geç kalmadın. 

Erken de değil. 

Tam zamanında yaşıyorsun..

 

Birlikte başladığım arkadaşlar 3. Sinifa başladığı bu dönem, ben hala birinci sınıfım 

aldığım dersleri AA alacağım diye her derse geldim falan DC yle gecebildim,bu durumlar üstüne biraz özgüven ve motivasyon düşüklüğü yaşıyorum Şimdi yine kendimi AA lara odaklamak istemiyorum,çünkü AA gelmezse acayip hayal kırıklığı yaşıyorum. Hedef koyarken dikkat etmemiz gereken şey ne?

- Egoya dönüşmemesi! Bir dersten AA geçme hedefi egosal bir hedef, çok para kazanmak, yüksek titre sahibi olmak, profesör olmak, ünlü olmak, güçlü olmak, daha çok yükselmek.. bunların hepsi egosal hedefler.. Belki elde de edebilirsin ama eninde sonunda gelir seni vurur ve egonun değil özbenliğinin sesini dinlemen gerektiğini sana gösterir. Onun yerine ilerde aşkla çalışacağım, insanlara da faydalı olacağım, rahat bir hayat yaşayacağım bir iş hayali özbenliğe ait bir hayal. Hem mutlu yapar, hem gerçeğe daha hızlı dönüşür.

 

- Birey olmanın enbelirgin özelliği nedir ya da özellikleri,nasıl kurtulucaz bu maskelerden? 

- Duygularını yönetme yetisidir birey olmak. “Beni sinir etti, kızdırdı, beni kendine aşık etti,” Sen istemediğin sürece duygularını kimse yönlendiremez. Çocukluktan beri derinlerine gömdüğü olumsuz duyguları ile temasa geçebilen yani bunları farkedenler bu duygularına yön verebilir. Farkında olmadığın duyguyu yönetemezsin, o seni yönetir. Mesela depresyonu yönetmezsin. Bunun tam anlamıyla sonlanması için içerideki derin değersizlik duygusunun, kendine olan öfkenin farkına varıp onu değiştirmek zorundasın. Kendinin, kimyanın, nerde, nasıl hissettiğinin iyi farkında olman gerekir. Uzun lafın kısası birey olan insanlarda duyguyu kontrol yetisi yüksektir. Kendi hayatının dümeni geleneklerin, farkında olmadığı kodlarının değil, kendinin elindedir. 

 

- Düşünce duyguyu, duygu davranışı doğuruyor değil mi? Bu birbirini etkileme sürecinde eksik var mı? Yani düşünceyi doğuran bir kavram yahut  davranışın da doğurduğu başka bir kavram var mı?

- Elbette var! Mekanizmamız öyle güzel yaratılmış ki içeriye o saydığın üç yerden (duygu, düşünce, davranış) de girebiliyorsun. Mesela davranışa dönüşmesini istediğin bir şeyi (spor yapmak, ders çalışmak...) 21 gün süreyle düzenli yaptığında alışkanlığa dönüşüyor, bunun başarısı da mutluluğa. Çok mutsuzsun ama çok sevdiğin biriyle konuştun, kendi kendine gülümsedin, hatta defalarca ben çok mutluyum lafını duymak bile mutluluğu arttırır. Gördüğün gibi kendini dönüştürmek isteyene kapı çok. Bir kapı olmadı diğeri.. Yeter ki açmak iste kapıyı..

 

- Öğrencilikte en çok özlediğiniz şey ne?

- Hoşlandığım çocukla göz göze gelmeler.. Flörtün kıymetini bilin canım gençlik hatta azıcık da uzatın. İlişkiyi daha kalıcı yapar, enerjiyi yüksek tutar, sağlığa katkıları anlatmakla bitmez. Ama düzenli bir ilişki ve hayatında seni her halinle olduğu gibi kabul eden, eşduyuma geçtiğin, olup biteni anlatmak için çırpındığın biri varsa dünyanın en şanslı insanısın. 

 

- Aydınlanma nedir? 

- “Aydınlanma insanın kendi kendisini vesayete maruz bırakmaktan kurtarmasıdır. Vesayet bir insanı başka insanın nezareti olmadan kendi kabiliyetini kullanma iktidarsızlığıdır. Kendi aklını kullanma cesaretini göster aydınlanmanın düsturudur.” Kant 

Çok iyi okulları bitirmesine, iyi para kazanabilmesine rağmen yönlendirme olmadan kendi kararını vermeyen pek çok insan var canım. Üstelik beyni bir başka insana o kadar bağlı ki kendi kararını kendi vermeye kalksa bile bu sefer kendini suçlu veya depresif hissediyor. Ama kesin bilgi “hayat eziği, güçsüzü, kendine güvenmeyi pek sevmiyor”  

 

-Hocam ben bir hocadan önce birey olmanın ne demek olduğunu bilmiyordum bu yaşıma kadar. Peki Atatürk o dönemde bundan 100 yıl önce nasıl bu bilince ulaşmış bir türlü anlamıyorum. 

- Canım bilinç illa ki zaman ilerledikçe artmaz. Bütünsel olarak belki zamanla düzelir ama her zaman değil. Üstelik yüksek bilinç büyük acıları fırsata dönüştürebilmiş insanlardan çıkar. Düşünsene 19. yüzyılda yaşıyorsun yaşadığın topraklar gün be gün elinden gidiyor, ülken iflas etmiş, Duyün-u Umumiye ile ekonomik sömürü haline gelmişsin. Ortalama yaşam süren 27 salgın hastalıklardan.. Bu konjonktür yaratmış Atatürk’ü, Namık Kemal, Yusuf Akçura, Ziya Gökalp’leri.. Şimdi ülke elden gidiyor diye en çok bağıran bile yazın Çeşme’de denize giriyor! Acı eşiği oldukça değişmiş anlaşılan..Ama hangi acı?

 

İki önemli insandan iki şahane söz, söylemeden geçemeyeceğim; 

“Kibir, insanın kendini beğenmesi değil, başkasını beğenmemesidir.” 

Adem Güneş 

 

“Bana göre en büyük günah çocuğun olabileceği insan olmasını engellemektir.”

Doğan Cüceloğlu

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar