Reklam
  • Reklam
ÇOK DA HAKSIZLIK ETMEYELİM!

ÇOK DA HAKSIZLIK ETMEYELİM!

06 Ekim 2017 - 09:53 - Güncelleme: 06 Ekim 2017 - 09:59

İnsanoğlu 7000 yıl doğayla savaştı. Bu savaştan başarıyla çıkıp doğayı kontrol altına almaya başlamasından bu yana yani yaklaşık 3000 yıldır kendi doğasıyla (egosu, hırsı..) savaşıyor. Ama bazı devletler ya da topluluklar bu savaşlardan daha az etkileniyor bazıları yeryeksan oluyor. Peki bu devletleri birbirinden ayıran ne? Derslerimde öğrencilerime ilk sorduğum sorulardan biri "Neden bu derste olduğunuzu biliyor musunuz? İktisatçılar, mühendisler, tıpçılar, sporcular, sanatçılar... Ne alaka tarih!! Ben üniversitede okurken pek anlamlandıramamıştım. Aslında lisede tarihi çok severdim ama bir de üniversitede mi görecektik! Nitekim derslere girmedim ve "Tarih'i" üniversite hayatımda kaldığım tek ders olarak tarihime geçirdim. Şimdi aynı duyguyu öğrencilerim yaşamasın diye ilk derste yaptığım şey tarihi anlamlandırmanın neden önemli olduğunu açıklamak. Aslında hayatın her alanını anlamlandırabilmek çok önemli bir mesele ama uzun olduğu için başka yazılarda değineceğim. Peki tarihi anlamlandırmak nasıl olur? Biz neden tarih öğreniriz? Bir kere tarihi doğru anlamlandırmak rasyonel bakış açısıyla olur. Bütün öğrencilerim bunun ne anlama geldiğini fazlasıyla bilir. Rasyonellik olaylara biraz daha mesafeli, duyguları, tarafgirliği ve egoyu katmadan, tüm koşulları dikkate alan bir bakış açısıdır. Kısaca gerçekliktir. Gerçeğe rasyonel bakış açısıyla bağlı kalmaktır. Bunu biraz uzun bir örnekle açıklayım: Bugünkü Avrupa medeniyeti sınıflı toplumdan doğdu:önce feodal beyler(aristokratlar), altındaki selfler, köylüler, ruhban ve krallık. Sonra burjuva ve işçi sınıfı. Selfler korkunç izbe, hatta bazen hayvanlarla aynı yerlerde, yatak yerine otla doldurulmuş çuvallar üstünde kalıyorlardı. Değerleri feodal beyin hayvanları kadardı. Yüzyıllar içinde kaybedecek bişeyleri olmadığını gören selfler feodal derebeyliklerden büyük risk alarak dere kenarlarında küçük şehirler(bourge-burj) oluşturdu, geçimini de ticaretle sağlamaya başladı. Güçlendikçe tıpkı aristokratlar gibi (onlardan aldığı örnekle-Magna Carta ve etajenaro meclisleri) iktidarda söz sahibi olmak istedi ve oldu. Aristokratlara verdikleri savaşı kazanan burjuva ve Avrupa halkı daha sonra uzun yüzyıllar kiliseyle, kralla, mezhep savaşlarıyla hep çatışmaya devam etti. Birey dediğimiz insan tipi Avrupa'da bu edilgenlikten, çatışmadan, kandan, değersizlik hissiyatından yani kaostan doğdu. Osmanlı'ya gelince, 19.yüzyıla kadar Osmanlı'da sınıf oluşumuna izin verilmedi. Herkes eşit yani. Padişah başta İstanbul olmak üzere tüm şehirlerin iaşesinden (beslenmesinden) sorumlu, sermaye birikimi sınırlı, üretim padişah kontrollü loncanın elinde, felsefe ahilik(ben rıskımı tamamladım yandakinden al).

Doğal olarak uzun yüzyıllar Osmanlı huzurlu..Batıdaki gibi birden fazla sömürü aracı yok, fakirlik, zenginlik Avrupa'daki uç ölçülerde değil. 18.yy sonunda bile İstanbul'daki dilenci sayısı Paris'in %1'i. Aristokratlara bakıp bu adam niye zengin ben niye fakirim sorusunu sordurtacak bir ortam yok. Peki Nereye kadar? Kapitalizmin Osmanlı'ya (Üretici değilde sömürücü olarak) girmesine kadar! Evet 19.yy'da dünyanın ana parametresi topraktan sermayeye kaydı ve Osmanlı buna ayak uyduramadı çünkü ortodoks bir tarım toplumu kolay kolay yeni sisteme uyum sağlayamazdı. Ve çöktü..Osmanlı yıkıldı ama zihniyet hala yıkılmadı. Bizim gibi devlet refleksi yüksek Doğu tipi toplumlarda yıkılması da zor bu son derece normal. Normal olmayan bunun farkında olmamak. Biz uzun yüzyıllar kul bilinciyle yönetildik (toplumun devlet için varolması) ve bu zihin yapısı bugün en açık görüşlülerimizde hatta aile içlerinde bile görülebiliyor. Ama kul yerine birey bilincine ulaşmış (devletin birey için olduğunu savunan) toplumlar daha farkında, daha sorumluluk bilinci yüksek, daha özgür, daha huzurlu. Uzun lafın kısası güç odaklı insan doğası insanlık tarihinin hep bir parçası olmuş ama en çok da Avrupa tarihinin. Bugün Batı'nın hukuka, insan haklarına (özellikle kendi haklarına) erkler ayrılığına bu kadar sahip çıkmasının yegane nedeni bu. Ama maalesef çok az insan ya da topluluk tarihten ders çıkararak mevcut sorunlarını çatışmaya girmeden çözebiliyor. Buna üst bilinç deniyor. Tarihimizin bize bıraktığı psikolojik mirasın farkında olmak, mevcut sorunlarımızı tarihten doğru dersler çıkararak en hafif geçişlerle çözmek ve tarihi anlamlandırabilmek dileğiyle..

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
İYİ Parti'de Aydın, Dervişoğlu ve Akalın başkan adaylığını açıkladı
İYİ Parti'de Aydın, Dervişoğlu ve Akalın başkan adaylığını...
İzmir Milletvekili Ümit Özlale, İYİ Partiden istifa etti
İzmir Milletvekili Ümit Özlale, İYİ Partiden istifa etti